ESKİŞEHİR GÜZEL ŞEHİR
Veli Cengiz
06.09.2018
Bir Eylül Dünya Barış Gününde Afyon’dan Eskişehir’e doğru yola çıkmışız… Hava sıcak mı sıcak! Korkumuzdan termometreye dahi bakamıyoruz. Yolumuz güzel mi güzel; çift şerit, sanki Londra asfaltı gibi; araba gitmiyor üzerinde , sanki kayıyor… Kırka’ya kadar ormanlık ve serin yolumuz; sağ yanımızda küçükte olsa bir dere akıyor yol boyunca…Kırka’da bor madeninin işlendiği, taşındığı dağın yamacı çarpıyor gözümüze. Makineler, insanlar çalışıyor o sıcakta durmadan; üretiyor.. Üretiyor…maden
Bor madeni, geleceğin enerji kaynağı olarak bakılıyor. Dünyadaki bor madeninin yüzde yetmiş beşi bizim ülkemizde. Dünya yaratılırken her ülkeye farklı kaynaklar serpiştirilmiş. Anadolu’ yada hepsinden bolca verilmiş… İnsanların verimli kullanmaları, kaynakların bilgiyle işletmesi devletin işi. Devlet, bireylerine iyi bir eğitim verirse, tarihi bilinci öğretirse, teknolojik gelişmeleri yakından izler ve insanına öğretirse Kaynaklarını verimli kullanır ve insanı için harcar medeniyeti yakalamış olur, vatandaşlar huzur içinde müreffeh yaşar. Arap ülkelerinin hali ortada gören gözler için.
Eskişehir’in kurtuluşu 2 Eylül günü. Ethem Tem Fotoğraf sergimizi kararlaştırdığımız gibi kurtuluş gününde sergilemek için bir gün önceden geldik. Cam Müze sergi salonunda çalışmalara başladık. Bizleri müze görevlisi Sn. Özden Yılmaz Hanımefendi karşıladı. Fotoğrafların rengiyle, duvar rengine uyumuna kadar dikkat etti Özden Hanım. Fotoğrafları estetik ve simetrik olması konusunda çok dikkatliydi Özden Hanım. Fotoğrafların yerden yüksekliğine, fotoğraftaki mevsimin özelliğine göre dizayn ettı. Sergimiz bambaşka bir havaya büründü, resimlerin , ışığı ve rengi daha arttı sanki. Hani atalarımız “ Bir kaşık ununda olsa, bir bilene yaptır ekmeği!” demiş ya, öyle bir şey tabloların asılması da.
O gece Odunpazarı’nı dolaştık geceleyin. Sokaklar ışıl ışıl ve tertemiz! Tüm halk sokaklarda kadınlı, erkekli. Parklar alıştığımız parklara benzemiyor. Çocuklar için aileler için ayrı ayrı konseptler oluşturmuşlar. İnsanlar öyle sohbetlere dalmış ki, kimse yakınından geçenin farkında bile değil.
Ertesi günü sergi saatine kadar gezelim görelim istedik. İlk önce Sazova Parkı’na gittik. Dünyanın tüm hayvan türleri bu parkın içinde. Hayvanlar rahat ve huzur içinde güneşliyorlar. Kaldıkları alanlar çok temiz! Çevresi tel çitlerle çevrilmiş. Bir yılanın deri değiştirmesine tanık olduk. Değiştirmezse yaşayamaz diyor bakıcısı. Hiç değişmemek için direnen insanlara örnek olsun yılan. Akvaryuma giriyoruz. Dışarının sıcaklığından eser yok içeride! Balıklar bir dalıp, bir çıkıyor sanki oyun oynuyor. Sağınız , solunuz, başınızın üstünde balıklar sanki gülümsüyor insanlara…
Kent Park’a çeviriyoruz rotamızı. Hava yine çok sıcak. Köprüyü çıktığımızda mayolu insanlar gözümüze çarpıyor. Çoluk çocuk, kadın, erkek sanki denizde gibi güneşleniyor, ara sırada vücut sıcaklığını tatlı suyla serinletiyor. Bu manzara insan aklının nelere kadir olduğunu gösteriyor. Eskişehir Belediye Başkanı Sn. Prof.Dr. Yılmaz Büyükerşen, bozkırın ortasında bir Avrupa kentine dönüştürmüş Eskişehir’i. Kıskanmak , imrenmek elde değil…
Sergiyi açmadan önce Balmumu müzesini ziyaret ettik. Atatürk’ün ailesinden, Kurtuluş Savaşı kahramanları, siyasi liderler, sanayi ve endüstri kahramanları, sanat ve kültür elçileri hemen yanı başınızda gibi. Sesleri çıkmasa da çok şeyler söylüyor sizlere. Tarihi olayları yeniden yaşıyorsunuz gibi oluyorsunuz…
Akşam saat 18.00 da sergimizi açmadan önce ben bir konuşma yapıyorum. Ethem Tem’in tarihi tanıklığını “Zafer Yolu” nu izleyerek yeniden toplumun bilinçlenmesi için yaşatmak istediğimizi anlattım. Sergiyi gezenler fotoğrafların önünde dakikalarca kaldılar. Ben Eskişehir’i kıskanıyorum dedikçe , onlarda bizim düşünmediğimizi siz düşünmüşsünüz, kutluyoruz Afyon’u dediler. Afyon’un kültür şehri olmasını alkışladılar. MUTLU KALINIZ.
İlk Yorum
Yazan Siz Olun..