“Yeni yıl, hem bireysel hedeflerimizi belirlemek hem de daha sağlıklı bir yaşam tarzına geçiş yapmak için bir dönüm noktası diyebiliriz aslında” diyen Yağcıoğlu, “Yeni yılın ilk günlerine adım attık ve hepimiz bir dönemi geride bırakıp, yeni hedefler belirlemeye odaklandık. Ancak bu hedefler sadece bireysel sağlığımızı değil, çevremizi ve geleceğimizi de kapsamalı. Sürdürülebilir beslenme, duygusal yeme alışkanlıklarını yönetmek ve doğru beslenme yaklaşımlarını benimsemek, bu süreçte bize rehberlik edebilir” diye konuştu.
“SÜRDÜRÜLEBİLİR BESLENME DAHA AZ İSRAF ANLAMINA GELİR”
‘Sürdürülebilir beslenme neden önemli’ sorusunu yanıtlayan Yağcıoğlu, “Sürdürülebilir beslenme, hem kişisel sağlığımız hem de gezegenimiz için büyük bir öneme sahiptir. Çünkü tüketim alışkanlıklarımız, doğanın kaynaklarını doğrudan etkiler. Örneğin, daha az işlenmiş ve yerel ürünleri tercih ederek, karbon ayak izimizi azaltabiliriz. Karbon ayak izi, günlük yaşamımızdaki aktivitelerin atmosfere saldığı karbondioksit ve diğer zararlı sera gazlarının toplamıdır. Saha büyük bir karbon ayak izi, çevreye ve dolaylı olarak bizlere daha fazla zarar verir. Aynı zamanda, sürdürülebilir beslenme daha az israf anlamına gelir. Haftalık yemek planı yapmak, ihtiyacımızdan fazlasını satın almamak ve artan yemekleri değerlendirmek, hem bütçemize hem de doğaya katkı sağlar. Bitki bazlı beslenmeye ağırlık vermek de bu konuda büyük bir adımdır. Örneğin haftada bir gün et tüketimini azaltıp sebze ağırlıklı bir menü tercih etmek bile çevresel etkileri azaltır ve sağlığımıza olumlu katkıda bulunur” şeklinde değerlendirmede bulundu. >>>Haber Merkezi