Kanal 3’te Berna Uğur Türksoy’un sunduğu Ekonomik Görünüm programına konuk olan AKÜ İİBF İktisat bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdal Demirhan, “Amerika’da enflasyon cephesinde olumlu bir takım gelişmeler ortaya çıkıyor ve Amerika’da gelişmeci politikaların 2024 yılından itibaren uygulanacak olmasını gözettiğimizde bizim artık oraya biraz hazırlık yapmamız gerekiyor çünkü yabancı sermaye çekme hususunda 2024 yılı bize önemli fırsatlar sunacak” dedi.
Kanal 3 ekranlarında Berna Uğur Türksoy’un sunduğu Ekonomik Görünüm programında AKÜ İİBF İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdal Demirhan, ekonomik gelişmeler üzerine açıklamalar yaptı. Demirhan, “Türkiye’de enflasyon dinamiklerine baktığımızda aslında bahsedilen oranların gerçekleşme ihtimali biraz düşük gözüküyor şu dönemde bununda nedeni şu özellikle kurlarda meydana gelen hareketlilikler işte ücret artışları ve buna bağlı olarak endeksleme dediğimiz enflasyonda ortaya çıkan artışların ücretleri artırılması ve daha sonra bununda tekrar enflasyon üzerinde önemli etkilerde bulunması gibi etkenlerden dolayı yani yüzde 33’lük enflasyon oranı para politikası uygulamalarına bağlı olarak gerçekleşebilir” dedi.
“YILSONUNA DOĞRU MUHTEMELEN YÜZDE 60’IN
ÜZERİNDE KAPATIRIZ DİYE TAHMİN EDİYORUM”
Demirhan, “Yani 2 yıl sonrası için yani yüzde 33’lük oranın tutup tutmayacağıyla ilgili yani tahminim daha doğrusu gerçekleşip gerçekleşmeyeceği ile ilgili ön görüleri daha çok 2024 yılının ilk çeyreğinden itibaren yapabiliriz o değerlendirmeleri ama sonuçta enflasyon raporlarında hem cari yıla ait hem de önündeki 2 yıla ait tahminler rutin olarak gerçekleştiriliyor. Burada yüzde 58’lik enflasyon tahminine baktığımızda geldiğimiz nokta itibariyle aslında yılsonu için söylüyorum yüzde 58’in daha yukarısında bir oranla bitireceğimiz sanki gözüküyor gibi. Temmuz ayı enflasyon oranı daha önceki programlarda da söylemiştik zaten çok yüksek geleceğini yüzde 9’luk bir oranla karşılaştık yıllık bazda baktığımızda da yüzde 38’lik oran birden Temmuz ayı için söylüyorum yüzde 48’e çıktı yani yılsonuna doğru muhtemelen 60’ın üzerinde kapatırız diye tahmin ediyorum. Burada yüzde 33’ün bize ifade ettiği şu an aslında yani 2024 için söylüyorum yüzde 33’lük enflasyon oranı bizim dezenflasyon sürecine yani enflasyon oranındaki düşüşü göreceğimiz tarihle ilgili bize bilgiler sunuyor yani şu anda yaşadığımız yüksek enflasyon sorununun projeksiyonlara göre Merkez Bankası’na göre 2024 yılının ortasından itibaren azalışa geçeceğiyle ilgili bir bize done sunmakta yani enflasyonla ilgili hep daha önceki programlarda bahsetmiş olduğumuz hani diyorduk ya çok zor günler bizi bekliyor dediğimiz aslında sürecinde tarihi ortaya çıkmış oldu. 2024 yılının ortasına kadar biz yüksek enflasyonla yaşamaya devam edeceğiz gibi gözüküyor” dedi. Demirhan, “Sürdürebilir büyüme dediğimiz ise temel olarak 2 tane anlamı var 1 tanesi çevre noktasında özellikle gayri safi yurt içi hasılada meydana gelen artışlar biliyorsunuz. Büyüme yani bir ülkenin üretim gücündeki artışı ifade etmekte ekonomik büyüme ekonomiler büyürken mutlaka işte çevreye duyarlı o bulunulan ortamdaki bitki örtüsüne veya işte doğal kaynaklar genel anlamda doğal kaynak dediğimiz ise de birçok faktör devreye giriyor. Başta ormanlar olmak üzere işte çevre dediğimiz aslında daha genel bir ifadeyle yansıtılabilir eğer büyürken çevreye zarar vermiyorsanız o doğal ortamı koruyabiliyorsanız bir anlamda tırnak içerisinde şunu da söyleyebiliriz gelecek kuşaklara iyi bir miras bırakma olarak da ifade edebiliriz iyi bir çevre bırakıyorsanız işte kirletmiyorsanız doğayı o zaman sürdürebilir bir büyümeyi de sağlamış oluyorsunuz” ifadelerine yer verdi.
SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜME
Sürdürülebilir büyümenin sağlanmasının önemli olduğunu kaydeden Demirhan, “Eğer sürdürebilir büyümeyi sağlarsak işte buradan kurtulmuş oluyoruz biz iktisatçıların baktığı sürdürebilir büyüme kavramı biraz daha farklı yani bu sürdürebilir büyüme kavramının aslında ikinci ayağını oluşturuyor o da şu sürdürebilir büyüme dediğimiz fiyat istikrarının sağlandığı yüksek enflasyon olmadığı istikrarlı uzun dönemde sabit bir büyüme oranı yakalıyorsanız buna da biz sürdürebilir büyüme diyoruz mesela her sene yüzde 4 büyüyorsanız veya yüzde 4 buçuk büyüyorsanız ve düşük enflasyonda sağlayarak bunu gerçekleştiriyorsanız da işte ekonomik anlamda sürdürebilir büyüme kavramına ulaşmış oluyoruz” dedi. Demirhan, “Böyle bir durumda burada da gelecek kuşaklara aslında yani fiyat istikrarı diyelim yani dar kapsamda fiyat istikrarı dediğimiz düşük bir enflasyon oranından bahsediyoruz örneğin eğer yüzde 3 enflasyon oranını yakalayarak her sene yüzde 4-5 büyüyorsanız bu ve bunu uzun yıllar devam ettirebiliyorsanız o zaman sürdürebilir büyümeyi sağlıyorsunuz demektir burada da biraz önce çevre ekonomisinin noktasında söylediğimiz hususa temas edebiliriz gelecek kuşakları da aslında iyi bir miras bırakmış oluyorsunuz” diye konuştu. Daha sonraki kuşakların yüksek enflasyonun sorunlarıyla boğuşmak zorunda kaldığını belirten Demirhan, “Sürdürebilir büyümenin bu noktasında da gelecek kuşaklara aslında iyi bir miras bırakıyorsunuz o miras düşük enflasyon oluyor bu bakımdan sürdürebilir büyüme dediğimizde yani özetleyecek olursak hem büyürken çevreye duyarlı hem de diğer taraftan düşük enflasyonla bir büyümeyi uzun yıllarca sürdürebilme yeteneğine anlıyoruz. Daha fazla tabi ki yani şimdi şöyle belli bir her ülkenin potansiyel büyüme hızı vardır mesela bizim uzun dönemde büyüme hızımız yaklaşık yüzde 4 buçuk düzeyindedir yani o civarlarda yani eğer yüzde 4-4 buçuk gibi diyelim ki 10 yıl, 15 yıl büyüyorsanız birde düşük enflasyonla bunu sağlıyorsanız aslında Türkiye’de birçok ekonomik problemin üstesinden gelmiş olursunuz” ifadelerine yer verdi. Demirhan, “Sürdürülemeyen büyüme şudur mesela yüzde 11 büyürsünüz daha sonra bu tabi ki yüksek enflasyonlu olur muhtemelen çünkü uzun dönemde büyüme oranının çok üstüne çıkmışsınızdır enflasyon artar enflasyon arttıktan sonra daha sonraki dönemlerde o yüksek büyüme oranları enflasyonla mücadele için tabi sıkı para ve maliye politikaları uygulanacağı için şimdi olduğu gibi bu yüksek büyüme oranları yerine düşük büyüme oranlarına bırakıyoruz ve sürekli büyüme dalgalanır işte sürdürülemez büyüme dediğimizde budur yani ortalamadan sapmaları ifade eder ortalaması yüzde 4-4 buçuk gibi tabi her ülkeye bağlı değişebilir. Bu tür bir büyüme oranını rakam olarak da verelim ki şöyle biraz zihninizde de canlanmış olur daha çok aslında ekonomilerde ülkelerde çok arzu edilen bir kavramdır sürdürebilir büyüme ama arkasında dediğimiz gibi gelecek kuşaklara iyi bir çevreleri ve ekonomik miras bırakma kaygısından kaynaklanır” ifadelerine yer verdi.
“BİZİM CİDDİ ANLAMDA DA BİR YABANCI SERMAYEYE İHTİYACIMIZ VAR”
Demirhan, “Daha öncede Birleşik Arap emirlikleri olsun Katar Körfez ülkelerimiz olsun oraya da ziyaretler yapılmış burada aslında bir ayağı gibi düşünebiliriz yani bizim ciddi anlamda tabi ki faydalı bu tür toplantılar bizim ciddi anlam da bir yabancı sermayeye ihtiyacımız var ama yabancı sermayede gelirken bir takım kriterlere bakıyor özellikle para politikası uygulamalarına bakıyoruz işte politika faizinin ne olacağına bakıyor çünkü yabancı sermaye gelirken özellikle fiyatların dengede olmasını ister mesela kurlar artma ihtimali varken yabancı sermaye gelmez yani eğer bir ülkede ilerleyen dönemlerde kur artış bekleyişleri varsa enflasyonun artacağı beklentisi varsa yabancı sermayenin risk iştahı azalmış olur onun için bu para politikası uygulamalarıyla birlikte eğer fiyatlar dengeye oturursa enflasyon olsun işte faiz oranları olsun politika faizi olsun ondan sonra yabancı sermayenin ülke içerisine gelmesiyle ilgili olarak daha önemli bir zemin hazırlanmış olur diye düşünüyorum şu noktada biraz yabancı sermayeyle ilgili kısa dönemde bir takım zorluklar yaşayacağız gibi. Amerika’da Avrupa’da hatta Çin’de petrol piyasalarını etkileyen çok önemli gelişmeler oluyor tabi Amerika’daki gelişmelerde bizi etkiliyor bizim özellikle şunu söyleyelim Amerika’da enflasyon cephesinde olumlu bir takım gelişmeler ortaya çıkıyor ve Amerika’da gelişmeci politikaların 2024 yılından itibaren uygulanacak olmasını gözettiğimizde bizim artık oraya biraz hazırlık yapmamız gerekiyor çünkü yabancı sermaye çekme hususunda 2024 yılı bize önemli fırsatlar sunacak şimdiden hazırlanmamız gerekiyor işte bu bahsetmiş olduğumuz toplantılarda aslında ona bir zemin hazırlamış olacak” dedi.>>>Gazete3