Kadına Karşı Şiddet ve Ayrımcılığın Önlenmesine Yönelik Meclis Araştırma Komisyonu, AK Parti İstanbul Milletvekili Hulki Cevizoğlu başkanlığında toplandı. Göktaş, buradaki konuşmasında, insan hakkını ve onurunu ihlal eden kadına karşı şiddetin toplumların yapısını derinden sarsan küresel bir sorun olduğunu söyledi. Bu sorunun tek bir kurumun ve kesimin çabalarıyla tek taraflı çözülemeyecek kadar derin ve karmaşık olduğunu belirten Göktaş, “Ancak ve ancak toplumsal dayanışma ve ortak sorumluluk anlayışıyla hareket ettiğimizde bu sorunu çözebiliriz. Bu noktada, hepimiz taşın altına elimizi koyarak güçlerimizi birleştirmeli ve kadına yönelik şiddetin hiçbir şekilde yer almadığı bir toplum inşa etmek için adımlar atmalıyız.” diye konuştu.
“HER AŞAMADA MAĞDURLARIN YANINDAYIZ”
Kadına yönelik şiddetle mücadelede “sıfır tolerans” dediklerini vurgulayan Göktaş, şöyle konuştu: “Bu anlamda kadına yönelik şiddeti, ülkemizin geleceğini ilgilendiren, topyekün mücadele etmemiz gereken hayati bir mesele olarak görüyoruz. Kadının temel hak ve özgürlüklerini ihlal eden, toplum huzurunu bozan şiddet karşısında sessiz kalmadık ve asla da kalmayacağız. Kadına yönelik fiziksel, psikolojik, ekonomik ve siber şiddetle mücadelemizi kararlılıkla sürdürüyoruz ve bu mücadelede asla taviz vermeyeceğiz. Tek bir vaka bile bizim için fazla bir vakadır. Hayattan koparılmış tek bir kadının, tek bir çocuğumuzun acısını görmezden gelmemiz söz konusu dahi olamaz. Bu kadınlar hepimizin kardeşi, bu çocuklar hepimizin evladı. 81 ilde avukatlarımızla kadın, çocuk ve aile üyelerine yönelik her türlü şiddet, tehdit, istismar, ısrarlı takip vakalarını ve tüm iddiaları büyük bir titizlikle takip ediyoruz. Tüm davalarda Bakanlık olarak biz varız. Her aşamada mağdurların yanındayız. Bu kararlılığımızı hep birlikte daha güçlü bir mücadeleye dönüştürmek için her türlü işbirliğine açık olduğumuzu bir kez daha vurgulamak istiyorum.”
ALO 183 ŞİDDETLE MÜCADELE HATTI
“ALO 183 Şiddetle Mücadele Hattı” ile herhangi bir şiddet riskiyle karşılaşan kadınların 7 gün 24 saat yanında olduklarını vurgulayan Göktaş, “Bu hizmetimizi daha etkin hale getirecek önemli bir yeniliği hayata geçiriyoruz. 112 Acil Çağrı Merkezine ülkemizin en ücra köşesinden dahi ulaşılabiliyor. Biz de ALO 183 hattımızı, İçişleri Bakanlığımızla işbirliğinde 112 Acil Çağrı Merkezine entegre ediyoruz. Vatandaşlarımızın 112’ye bir şiddet vakası ile başvurmaları halinde Bakanlığımız da ivedilikle haberdar olabilecek.” bilgisini verdi.
“TEHLİKELİ DURUMLARIN ÖNÜNE GEÇMEYİ HEDEFLİYORUZ”
Göktaş, bu yıl devrim niteliğinde iki yeni ve önemli mekanizmayı daha hayata geçirdiklerini belirterek, şöyle konuştu: “Bunların ilki Sosyal Risk Haritası’dır. Bu uygulamayla 81 ilimiz ve 922 ilçemizde, kadına yönelik şiddet, çocuk istismarı ve bağımlılık gibi tehditleri önceden belirlemek için hane bazlı bir erken müdahale sistemi oluşturuyoruz. Adalet, İçişleri, Milli Eğitim, Sağlık, Gençlik ve Spor ve diğer bakanlıklarımızın verileriyle entegrasyon sağlayarak riskli durumları tespit edebileceğiz. Örneğin, Sağlık Bakanlığı verilerinden hareketle psikiyatri tedavisi görmekte olan kişilerin eş ve çocuklarına ilişkin ayrı bir çalışma yapılarak, varsa tehlikeli durumların önüne geçmeyi hedefliyoruz. Çünkü son aylarda gördüğümüz bazı şiddet vakalarında ailelerin aslında hiçbir şekilde şiddete yönelik bir müracaatta bulunmadıklarını görüyoruz. Faillerin psikiyatri veya farklı tedaviler gördüğünü biliyoruz. Burada bu eksiği fark ettik. ‘Biz nasıl bu riskleri tespit edebiliriz? ŞÖNİM’lerimize veya emniyete herhangi bir şikayette bulunmayan vakaları ancak tedavi gören erkek tarafından şiddete kurban giden bir kadını nasıl daha iyi koruyabiliriz?’ kısmında bu mekanizmamızın etkili olacağını düşünüyoruz.”
“MÜCADELEMİZ İSTANBUL SÖZLEŞMESİNDEN ÇOK DAHA ÖNCE BAŞLAMIŞTIR”
Kadına yönelik şiddetle mücadelelerinin bir insan hakları mücadelesi olduğunu belirten Göktaş, “Kadına yönelik şiddetle mücadelemizin İstanbul Sözleşmesi üzerinden dar bir çerçeveye hapsedilmemesi gerektiğine inanıyoruz. Bizim kadına yönelik şiddetle mücadelemiz İstanbul Sözleşmesinden çok daha önce başlamıştır. Sözleşmeden çıkılması da bu mücadelemizin kesintiye uğraması anlamına gelmemektedir.” ifadelerini kullandı. İstanbul Sözleşmesini imzalayan 45 ülkeden 26’sının sözleşmeye çekince koyduğunu aktaran Göktaş, şöyle devam etti: “Avrupa Birliğine üye ülkelerden İstanbul Sözleşmesini imzalamış bazı ülkeler kendi iç hukuklarında herhangi bir düzenleme yapmamıştır. Bu ülkelerde şiddetle etkin bir şekilde mücadele yürütülmediğini iddia edebilir miyiz? Diğer yandan bazı ülkeler ise bu konuda kısmi düzenlemelere geçmiştir. Yıllarca siyaset yapmış biri olarak, diğer ülkelerdeki uygulamaları da yakından takip ediyorum. Avrupa’da çok az sayıda ülkede kadına yönelik şiddet konusunda bir yasal düzenleme mevcut. Örneğin Belçika’da, bu konuda 2023 yılında bir kanuni düzenleme yapıldı. Bu düzenlemede, İstanbul Sözleşmesi’nde yer alan kadına yönelik şiddet vakalarına ilişkin veri toplanması hususu daha yeni hüküm altına girdi. Bugün halen, veri toplanması konusunda çok geride kalındığı ve kolluk kuvvetlerinin bu konudaki kapasitesinin henüz istenen seviyede olmadığı tartışılıyor. Veriler toplanılmıyor yurt dışında.”
“ZAMAN ZAMAN DİZİ TEMSİLCİLERİNİ BİZZAT BİZ ARIYORUZ”
Bakan Göktaş, Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Haftası’nda Diyanet İşleri Başkanlığınca bütün camilerde kadına yönelik şiddetle mücadeleye ilişkin hutbe okutulduğunu anımsatarak, “Kadına yönelik şiddetle mücadelede bütün devlet kurumlarımızın bakış açısı birdir. Mücadelemizi topyekun bir şekilde sürdürmek zorundayız.” dedi. Televizyon kanallarında her gün kadınların değersizleştirildiği görüntülerin yer aldığını dile getiren Göktaş, “Ben bu konuda defaatle görüşmeler yaptım. Zaman zaman dizi temsilcilerini bizzat biz arıyoruz, ‘Suç duyurusunda bulunacağız, bu şekilde yansıtamazsın’ diyoruz. Bu konuda, bizim desteğe ihtiyacımız var. Medya farkındalığı gerçekten toplumsal bir sorumluluk.” değerlendirmesinde bulundu. >>>Şahan KARTAL