Emeklinin derdi bitmiyor. Temmuz ayında zam beklentisi içinde olan emeklimiz yine hayal kırıklığına uğradı.
Önce farklı kurumların enflasyon rakamlarını paylaşalım.
Ülkemizde
TÜİK enflasyonu %75
İTO enflasyonu %82
ENAG enflasyonu %120
Gıda Enflasyonu yüzde 86
SGK ve Bağkur emekli toplamı sayısı 13 milyon 372 bin kişi.
Açlık sınırı
18 bin 969 TL olduğu bir yerde ortalama 13.000 TL ile 15.000 TL arasında maaş alan emekliler var.
Daha da ötesinde vefat etmiş eşinden dolayı 10.000 TL’nin altında dul maaşı alan emekliler var. Dolayısıyla Sgk ve Bağkur işçi emeklilerin çoğunluğu açlık sınırının altında maaş alıyor.
Yaşamaya çalışıyorlar.
Memur emeklilerine seyyanen verilen 8.000 TL lik artış bu kesimi biraz olsun rahatlatmıştı.
Sgk ve Bağkur işçi emeklilerine de bu şekilde Temmuz ayında enflasyon farkından kaynaklanan artış yüzdesinin ve eklenecek refah payının haricinde seyyanen bir düzeltme yapılarak iki kesim arasındaki
adalet sağlanmalıdır.
En düşük Sgk Bağkur emeklisinin maaşı ise asgari ücretin altında kalmamalıdır.
Aksi halde özellikle Sgk ve Bağkur emeklileri açlık sınırının altında yaşamak zorunda kalacaklar.
Ülkemizdeki emeklilerin nüfusa oranı artarken emeklilerin milli gelirden aldığı pay ise düşmeye devam ediyor.
Öte yandan en düşük Sgk emeklisinin maaşının asgari ücrete oranı hiç bu kadar düşük olmamıştı.
Bir karşılaşma yapalım isterseniz.
Emeklinin durumu daha net ortaya çıkacak.
Avrupa’da ortalama emekli aylıkları 1.500 Euro iken Türkiye’de ki emekli ise aynı tutarı 4,5 ayda ancak alabiliyor.
Merkez Avrupa’da emekli aylıkları asgari ücrete neredeyse eşittir.
Tüm AB ülkelerinde ise emekli aylıklarının asgari ücrete oranı ortalama %90 seviyesindedir.
Yani asgari ücrete yakın maaş alırlar.
Türkiye’de ise en düşük emekli maaşı, asgari ücretin ancak %60’ı kadardır.
Avrupa’daki emekli, yaz tatilini istediği ülkenin 5 yıldızlı otellerinde refah içinde geçirirken, Türkiye’de ki emekli ise bu sıcak yaz günlerinde evinde televizyon başında emeklilere verilecek artışı bekleyerek geçiriyor…
Ekonomide söz sahibi olan tüm tarafların rolleri ve oyunun kuralları yeniden oluşturulmalıdır. İnsani temel ihtiyaçlar tabanlı yenilik ve değişim olmadan yoksulluk ve açlık maalesef bitmez. Çalışanlar ve emekliler arasında sadece enflasyon, açlık ve yoksulluk seviyelerinin konuşulduğu bir toplumda gelişmişlikten bahsedilemez.
Son Söz
Türkiye’de ki asgari ücretlilerin ve emeklilerin durumu, Avrupa’dakilere kıyasla oldukça zorlu ve düşük satınalma gücüne sahip.
Bu sorunların çözümü için temel tüketim mallarındaki fiyat artışlarını durduracak ve sosyal adaleti sağlayacak ekonomik politikaların hayata geçirilmesi gerekmektedir.
Öyle değil mi?
Esen kalınız.