Mengen ormanlık bir bölgedir ve yüksek yaylaları bulunmaktadır. Başlıcaları; Soğucak, Akçakoca, Bürnük, Sırıklı, Çukur Yayla, Çorakkadirler Yaylası, Göl Yaylası, Aktepe, Ağalar, Küçükkuz, Civcivler, Mamatlar, Elemen ve Afşar Yaylalarıdır. Ödek, Kemal Savaş, Şirinyazı ve Hızarderesi Göletleri önemli mesire yerleridir. Mengen’in en büyük özelliği; çok ünlü aşçılar yetiştirmesidir. Her yıl geleneksel “Mengen Aşçılar ve Turizm Festivali” düzenlenmektedir. Bu festival Uluslararası olarak kutlanmaktadır. Anadolu Aşçılık Meslek Lisesi 1985 yılında eğitime başlamış ilk mezunlarını 1992 yılında vermiştir. Daha sonra Aşçılık Yüksek Okulu Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi bünyesinde açılmıştır. Aynı üniversitenin 4 yıllık Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü de bu ilçede bulunmaktadır. En eski koyu Gözecik köyüdür.
Mengen adının kökeni hakkında kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte mengeç (yün eğirmekte kullanılan mekik), mengel (ayak bileğine takılan süs bileziği) ya da mengü/bengü (ölümsüz, ebedi) kelimelerinden türetildiği düşünülmektedir. Bolu ve havalisi hakkında en erken kayıtlara MÖ 6.yüzyılda Herodotos’ta rastlanmaktadır. Bu dönemde yöre Bitinya diye adlandırılan bölgenin içine dahildir. Bölgeye sırasıyla Hititliler, Frigyalılar, Persler, İskender, Roma ve Bizans imparatorlukları hakim olduktan sonra 1071 Malazgirt zaferiyle bölgenin Türkleşme süreci başlamıştır. Anadolu’nun siyasi birliğini sağlama yolundaki ilk sistemli hareket Anadolu Selçuklu Sultanı II. Kılıçarslan döneminde başlamıştır. 1176 Miryakefalon zaferinden sonra Bizans’a karşı giriştiği düzenli fetih hareketi, oğlu Sultan Mesut döneminde de devam etmiştir. Sultan Mesut, Sakarya vadisine kadar yaptığı akınlarla hakimiyetini genişletmiştir. 1197 senesine II. Alexius’a karşı yaptığı muharebeler neticesinde Devrek’i sınırlarına katmıştır. Kenan Ziya Taş’a göre Gerede daha önce Anadolu Selçuklu sınırlarına katılmış olmalıdır, Bolu’nun ise Bizans’ın elinde olma ihtimali çok azdır, nitekim Bizans kaynaklarında 1197’den sonra ne Bolu’nun ne de Gerede’nin adına rastlanmamaktadır. Buna göre, Mengen’in coğrafi olarak Devrek ile Gerede arasında bulunduğu dikkate alınırsa Mengen’in fethinin Devrek’in fethinden önce gerçekleşmiş olması, kuvvetli bir ihtimaldir.
Beylikler döneminde ise bölgenin Candaroğlu egemenliği altında olduğu bilinmektedir. Aşıkpaşaoğlu tarihine göre Bolu, Mudurnu, Akyazı ve Konrapa Orhan Gazi döneminde Konur Alp tarafından fethedilmiştir. Gerede ise 1395 yılında Yıldırım Bayezid tarafından Kastamonu’ya yapılan sefer sırasında Osmanlı topraklarına katılmıştır. Muhtemeldir ki Mengen de aynı zaman da Osmanlı’ya katılmıştır. Ankara Savaşı sırasında Timur’un saflarına geçen Candaroğlu beyi İsfendiyar, Timur’un savaşı kazanmasıyla birlikte eski hakimiyet alanına kavuşmuştur. Bolu sancağı da bu hakimiyet alanının içindedir. Çelebi Mehmet döneminde Candaroğlulları ele geçirdikleri toprakları tekrar kaybetmişlerdir. Fatih Sultan Mehmet döneminde Candaroğlullarına son verilmiş ve o dönemki beyleri olan İsmail Bey’e Yenişehir ve Yarhisar tımarlarını tevcih ederken, oğlu Hasan’a Bolu Sancağı verilmiştir. K.Z. Taş, 1519 yılının mufassal defteri olan TD 88 numaralı Tahrir Defteri’nde Mengen’in, nahiye olarak yazılması gerekirken, “Zeamet-i Mengen” diye yazıldığını ve bunda Mengen’in Candaroğlulları ailesi mensuplarının zeameti olarak tasarruf edilmesinin rolü olduğunu belirtmektedir.
XVI. yüzyıl başlarında Osmanlı İmparatorluğu, Rumeli ve Anadolu beylerbeyliği olmak üzere idari olarak ikiye ayrılmıştı. Bolu sancağı, Anadolu Beylerbeyliği’ne bağlı on yedi sancaktan biriydi. İcmal defterlerinde sancağın bir alt birimi olarak istisnasız nahiye tabiri kullanılmaktadır. Bu tarihlerde Bolu Sancağı’na bağlı on altı nahiye bulunmaktadır. Bunlardan biri de Mengen nahiyesi’dir. Mengen nahiyesi adli taksimatta Çağa kadılığına bağlı bir merkezdi. 1519 tarihli bilgiye
Göre Mengen’e bağlı 27 köy 4 mezra; 1568 tarihli tahrire göre ise 22 köy, 3 mezra bulunuyordu. 1692 yılında Bolu, sancak statüsünden çıkarılarak voyvodalığa dönüştü. Bunun nedeni ise Bolu’da yetkililerin usulsüz ve fazla vergi toplamalarıydı. Voyvodalık, gelirlerin merkezi hazineye gönderilmesi için kurulmuştu. Miri has haline gelerek darphane tarafından idare edilen Bolu’da voyvodalık idaresi 1811 yılında Sultan II. Mahmud tarafından kaldırılana kadar devam etti. 1811 yılından itibaren Bolu’da mutasarrıflık devri başladı. Bu dönemde Mengen Bolu Sancağı’na bağlı on sekiz kazadan biridir.
1864 Vilayet Nizamnamesi’nde “nahiye için birkaç köyün toplanmasıyla meydana gelen yerleşim yerleri, kaza olmayıp, kazalara ilhak edilerek nahiye itibar olunacaktır” ifadesi geçmektedir. Ancak nahiye yönetimiyle ilgili bundan başka hiçbir malumat yer almamaktadır. Nahiye yönetimini, etraflı bir biçimde düzenleyen ve taşra idaresinin bir birimi haline getiren 1871 Vilayet Nizamnamesi’dir. 1870 tarihli Kastamonu’ya ait vilayet salnamesinde ise Bolu sancağına bağlı kaza sayısı, Gerede, Bartın, Ereğli ve Göynük’ten ibaret olmak üzere 4’e düştüğü ve 12 köyden oluşan Mengen’in de Gerede kazasına bağlı bir nahiye olduğu görülmektedir.
Cumhuriyet’in ilk yıllarında Gerede’ye bağlı bir bucak (nahiye) olarak devam eden Mengen, TBMM’de, 11 Haziran 1947 tarihinde, kabul edilen 5071 sayılı kanunla ilçe (kaza) haline getirilmiştir. 1 Ocak 1948 tarihinde yürürlüğe giren kararla merkezi Türkbeşli olarak belirlenmiş ve Pazarköy ile Gökçesu bucakları Mengen’e bağlanmıştır.
Mengen’de Gezilmesi Gereken Yerler
Bolu iline bağlı olan Mengen ilçesi, Bolu merkezinin 63 kilometre doğusunda bulunmaktadır. Bolu merkezinden özel araç ya da ilçeler arası otobüsler ile 1 saatlik bir sürede ulaşım sağlanabilir. Bu ulaşım için Ankara – Zonguldak yolu ve D750 yolu kullanılabilir.
Bu ilçe aşçıları ile ünlüdür. Fatih Sultan Mehmet, mutfağını Mengenli bir ustaya kurdurtmuştur ve ustanın yanında çalışanlarında Mengenli olması nedeniyle bölgede aşçılık gelişmiştir. O günden günümüze kadar durmadan gelişen aşçılık ile Mengen’in mutfağı da gelişmiştir.
Her sene ilçede Aşçılar Festivali düzenlenmektedir. Bu festival koruluk bir alanda yapılır ve kendine güvenen aşçılar yemekler yaparak aralarında yarışırlar.
Bu bölge, tarihi süreç içerisinde birçok medeniyetin egemenliği altında kalmıştır fakat geçmişten günümüze kadar gelen ve sergilenen bir tarihi yapı bulunmamaktadır. Bölgeye gelen turistler, doğal alanlar ve eşsiz lezzeti için gelmektedir. Bu sayede bölgenin yayla turizmi gelişmiştir.
Buradaki görülmeye değer doğal alanlar; Gelin Kayası, Mamatlar Yaylası, Akçakoca Yaylası, Ağalar Gölü ve Şirinyazı Göleti’dir.
Gelin Kayası
Meşhur Gelin Kayası, Mengen’den Pazar Köye giderken yolun sol tarafındaki kayalıklarda bulunur. Mengen’e bağlı olan Güneyhisar Mahallesindedir.
Kaya, uzaktan bakıldığı zaman duvaklı bir geline benzetilmektedir. Kayanın adı, hikayesinden ve biçiminden gelmektedir. Kaya, onu görenlerin çok çabuk ilgisini çekmektedir ve kayanın hikayesini duydukları zaman ilgileri artmaktadır.
Bölgedeki halk tarafından anlatılan ve efsanelere dayanan hikaye şu şekildedir; geçmiş zamanlarda, burada dillere destan güzelliğe sahip genç bir kız varmış. Bu kızın ailesi onu istemediği bir adam ile evlendirmeye karar vermişler ve kıza fikrini sormamışlar. Genç ve güzel kız düğün gününe kadar dualar etmiş fakat hiçbir değişiklik olmamış. Düğün günü geldiğinde bir düğün alayı hazırlanmış ve bu alay Pazarköy’e doğru giderken bu kayalıkların yanından geçiyormuş. Tam buradan geçerken genç kız kayalıklar bakarak son bir dua etmiş ve “Allah’ım beni taşa çevir ama bu eve yetişememeyim” demiş. Bu duasının üzerine kız oracıkta taşa dönmüş ve bu kayanın adı o günden beri Gelin Kayası olmuştur.
Geçmişten günümüze kadar bu efsane bu şekilde anlatılmaktadır. Bu sayede kaya ünlenmiş ve turistleri kendine çeken bir yer haline gelmiştir.
Mamatlar Yaylası
Mengen ilçe merkezinden 30 kilometre uzaklıktadır. Mengen – Gökçesu yolu üzerinden 35 dakikada ulaşmak mümkündür. Mamatlar Yaylasına gidebilmek için özel araç ya da köy otobüsleri kullanılabilir ama otobüs ile gitmeyi tercih ederseniz, indikten sonra 15 dakika kadar yürümeniz gerekir.
Yaylanın yakınında Mamatlar Köyü bulunur ve ismini bu köyden almıştır. İlçenin yayalarını gezen kişiler tarafından ilçenin en güzel yaylası olarak ifade edilmektedir.
Yaylanın etrafını ağaçlar çevirmiştir ve bu ağaçlardan 2 tanesinin 900 yaşına ulaştığı tahmin edilmektedir. Bu yaşlı ağaçların türü meşedir e gövdelerinin kalınlıkları 2 metreyi geçmiştir. Ağaçlar ile çevrili olan yaylada bolca temiz hava ve bolca temiz alan bulunur.
Burada spor yapabilir, kamp kurabilir ve piknik yapabilirsiniz. Ailecek veya arkadaş grubu ile gidilebilecek bir yerdir.
Giriş kısıtlaması veya ücreti yoktur, herkese açık bir alandır.
Akçakoca Yaylası
İlçe merkezine 29 kilometre uzaklıkta bulunmaktadır. Eskipazar, Gerede ve Mengen’in kesişim noktasındadır. Mengen’e bağlı Akçakoca Köyünde bulunmaktadır ve Eskipazar – Mengen yolu üzerinden gidilebilir. Özel araç ile 40 dakikada ulaşım sağlanabilir.
Bu yayla, yayla turizmine ve doğaya ilgisi olan birçok kişinin ziyaret durağıdır. Özellikler yaz aylarında sıcaktan kaçanlar için gidilebilecek bir yerdir. Temiz ve serin havası ile huzur bulabileceğiniz bir alandır. Hafta sonunu güzel bir piknik yaparak geçirmek isteyenlerin sıkça tercih ettiği bir yayladır.
Yaylanın özelliklerinden biri de, yakınında bulunan Kabalaklı bölgesidir. Burada bir kaynak suyu mevcuttur ve bu kaynağın olduğu yerde alabalık tesisleri kuruludur.
Piknik ve spor amaçlı bölgeye gelenlerin yanı sıra yaz aylarında kampçıların misafir olduğu bir yerdir. İlçeye gelen turistler kamp ve piknik yapmak için burayı tercih edebilirler.
Herkese açık bir alandır ve burada aktivite yapmak için tek şart çevreyi kirletmemektir.
Ağalar Gölü
Mengen merkezinden yaklaşık 8 kilometre güney batıda bulunur ve Mengen – Gökçesu yolu üzerinden özel araç ile 20 dakikada ulaşılabilir.
Mengen bölgesinde en bilindik mesire yerlerinden birisidir. Bu gölde yaban ördekleri ve balıklar yaşar. Turistlerin burayı ziyaret etme amaçları arasında olta ile balık tutma, spor yapma, trekking yapma, kamp kurma ve piknik yapma faaliyetleri bulunmaktadır.
Gölün yakınında alışveriş yapacak yer bulunmamaktadır ve bu nedenle gelen herkes tüm malzemelerini getirerek gelmeyi tercih eder.
Buranın suyu berrak ve serindir, ayrıca çevrede bolca yeşil ve temiz alan mevcuttur. Turistler ve bölge halkı piknik yapmak için sıkça burayı ziyaret etmektedirler.
Şirinyazı Göleti
Mengen’e bağlı olan Bürnük Köyünde bulunmaktadır. Mengen merkezine 16 kilometre uzaklıktadır. Bu alana Pazarköy Caddesi üzerinden 25 dakikada özel araç veya ilçeler arası otobüsler ile gidilebilir.
Yeşilliğin içerisinde bulunmakta olan bu gölet, yapay bir gölettir. Orman İşletmeleri tarafından yapılmıştır, orman yangınlarında kullanılmak için yapılmıştır. Yapıldığı konum nedeniyle bir süre sonra çevreyle bütünleşmiş ve doğal bir göle benzemiştir. İçerisinde çeşitli canlılar yetişmiş ve çoğalmışlardır.
İlk başlarda bölge sadece piknik ve kamp amaçlı kullanılıyordu fakat gölde balıklar yetişmeye başladıktan sonra olta balıkçılığı gelişmiştir. Piknik yapmaya gelenler balık tutmaya da başlamışlardır ve bu eylem gitgide yayılmıştır.
Günümüzde bu bölgede olta balıkçılığı, kamp, piknik, trekking gibi aktiviteler oldukça sık yapılmaktadır.
Hem berrak bir su hem de temiz havanın bulunduğu bu alana her sene yerli ve yabancı
Açık bir alandır ve herhangi bir giriş ücreti yoktur.
Mengen’de Günübirlik Gezilebilecek Yerler
Mengen’e gelen turistler doğa ile iç içe bir tatil geçirebilirler. Bunun yanı sıra bölgenin yakınlarında bulunan tarihi güzellikleri görme şansları vardır.
Karabük’te bulunan Hadrianapolis Antik Kenti, Bolu’nun Gerede ilçesindeki Gerede Keçi Kalesi, Bolu merkezindeki Bolu Müzesi görülmeye değer mekanlardır. Ayrıca tatiline doğal güzellikler ile devam etmek isteyenlerin gidebileceği Yedigöller Milli Parkı, Bolu merkezine bağlıdır.
Hadrianapolis Antik Kenti
Karabük’ün Eskipazar ilçesine bağlıdır. Mengen’e 46 kilometre uzaklıkta bulunur ve Eskipazar – Mengen yolu üzerinden 1 saatte ulaşılabilir.
Antik kentin Roma Dönemi’ne ait olduğu tahmin edilmektedir ve Roma Dönemine ait kalıntılar bulunur. Kentte 3 tane Bizans Kilisesi ve bir adet sarnıç kalıntısı bulunmuştur. Kentin öne çıkan özelliklerinden bir tanesi de içerisinde bulunan mozaiklerdir.
Birçok tarihi eserin bulunduğu bu alan, özellikle sanat tarihi ve mimarisi ile ilgilenenlerin ziyaret edebilecekleri bir mekandır.
Kazı çalışmaları günümüze kadar devam etmektedir ve önemli çalışmalar yapıldığında bu alan ziyarete kapatılır. Bunun haricinde sürekli ziyarete açıktır.
Giriş ücreti bulunmamaktadır.
Gerede Keçi Kalesi
Mengen ilçesinin 34 kilometre güneyinde bulunan bu yapıya özel araç ile 35 dakikada ulaşım sağlanabilir. Mengen’den bu kaleye gitmek için Ankara – Zonguldak yolu kullanılabilir.
Bu kale Bitinyalılar’dan kalmadır ve 1993 tarihinde restorasyon çalışması yapılmıştır. Kalen ismini aldığı ilgi çekici bir hikayesi bulunur. Kalenin hikayesini halktan duymak ve mimari yapısını incelemek isteyen birçok turist burayı ziyarete gelmektedir.
Kale, Akut Dağına hakim bir tepede inşa edilmiştir ve kaleye çıkılması zordur. Kaleye çıkıldığında eşsiz bir manzara görülmektedir.
Giriş ücreti yoktur.
Bolu Müzesi
Bolu merkezinde bulunan bu müze Mengen ilçesinden 63 kilometre uzaklıktadır. İlçeler arası otobüsler veya özel araç ile 1 saatte ulaşmak mümkündür. Bu müzeye gitmek için Ankara – Zonguldak yolu ve Ankara – Bolu yolu kullanılabilir.
Bolu çevresinde ele geçirilen tarihi eserlerin korunması ve sergilenmesi amacıyla kurulmuştur. Müze, arkeoloji ve etnografya bölümü olarak ikiye ayrılmıştır. Yaklaşık 1700 eseri sergilemekte olan bir müzedir. Ayrıca müzede fazlasıyla tarihi sikke bulunduğu için sikkelere özel bir bölüm yapılmıştır.
Müzenin bahçesinde büyük boyutlu eserler sergilenmektedir. Büyük taşlar, mezarlar, lahitler, sütunlar ve heykeller buradadır.
Yedigöller Milli Parkı
Bolu merkezinde bulunan bu doğal alan, Mengen’e 54 kilometre uzaklıktadır. Yedigöller yolu üzerinden 1,5 saatte ulaşmak mümkündür.
Yaban hayatı gözlemlemek, karavan veya çadır ile kamp yapmak, trekking ve spor yapmak, olta balıkçılığı yapmak, bisiklet sürmek, piknik yapmak ve güzel fotoğraflar çekmek isteyen herkesin gidebileceği bir yerdir. Ayrıca burada konaklama mekanları mevcuttur ve güzel bir tatil yapma imkanı vardır.
Giriş ücretleri aracınıza göre değişmektedir.
Konaklama ücretleri ise kişi ve seçtiğiniz yere göre değişmektedir.
Mengene ait bazı yöresel yemekler ve tarifleri;
MENGEN PİLAVI
Mengen denilince akla ilk gelen lezzet Mengen Pilavı’dır. Mengen’e gittiğinizde tatmadan dönmemenizi önerdiğimiz bu lezzet için gerekli olan malzemeler: Pirinç, kuşbaşı et, soğan, domates, mantar, dereotu, tereyağı, ceviz içi, su, tozşeker, kekik ve karabiberdir. Bu güzel yemeğin yapılışı ise şu şekilde: Pirinç, tuzlu ılık suda 1 saat kadar bekletiliyor. Soğanlar yemeklik hazırlanıyor. Domatesler küp küp olacak şekilde doğranıyor. Dereotu ise ince ince kıyılıyor. Mantarlar da yıkandıktan sonra ince ince dilimleniyor. Tereyağı bir tencerede eritildikten sonra soğanlar pembeleşinceye kadar kavruluyor. Soğanlar istenilen kıvama geldiğinde kuşbaşı et ilave edilir. Et kendi suyunu salıp çekinceye kadar kavrulur. Ardından mantar ve domates eklenir ve karıştırılır. Bu malzemeler birkaç dakika kavrulduktan sonra su eklenir ve yaklaşık 30 dakika daha pişirilir. Etler biraz yumuşayınca; pirinç, tuz ve toz şeker ilave edilir ve pilav kaynamaya bırakılır. Mengen Pilavı’nın bu şekilde pişirilme süresi yaklaşık 25 dakikadır. Pilav pişip ocaktan alındıktan sonra bir miktar tereyağı eritilir ve pilavın üzerine dökülür. Dereotu, kekik, karabiber ve ceviz pilava eklenir. Hazırlanan yemek 10-15 dakika dinlenmeye bırakılır. Dinlenme sonrası harmanlanan pilav sıcak olarak servis edilir.
KEDİ BATMAZ
Size bu yemeğin malzemeleri ve tarifi hakkında bilgi vermeden önce hikayesinden bahsetmek istiyoruz. Fakir bir ailenin Ali isminde genç bir çocuğu varmış. Ali, Fatma’ya aşık olur ve onunla evlenir. Fakat Ali’nin annesi bir türlü gelinini sevemez ve devamlı gelininin bir açığını arar. Günlerden bir gün Fatma eşine güzel bir yemek yapmak ister ama evde un ve keşten başka bir şey yoktur. Bu malzemelerle nasıl bir yemek yapacağını bilemeyen Fatma, unu kaynayan suya koyan. Bir yandan yemeği karıştırır bir yandan da çaresizlikten ağlar. Fakat ortaya görüntüsü gayet hoş olan bir yemek çıkar. Yemeği gören kayınvalide, gelinini zor durumda bırakmak için yemeğin görüntüsünü bozmak ister ve hemen evdeki kedinin ayaklarını yemeğe bastırmaya çalışır. Fakat kedi ayaklarını toplar ve yemeğe basmaz. O günden sonra bu yemek “kedi batmaz” ismiyle hak arasında yayılır.
İlginç bir hikayesi olan bu yemeği yapmak için ihtiyacınız olan malzemeler ise mısır unu, buğday unu, kaz ciğeri tereyağı ve tuz. Öncelikle tencereye su ve tuz konulur. Kaynayan suya mısır unu ile buğday unu katılır ve yavaş yavaş karıştırılır. Bu karışım katı bir hal aldığında, bir parçası kaşık yardımıyla tabağa alınır. Üzerine kaz ciğeri kızartılır. Son olarak ise üzerine tereyağı eritilerek servis edilir.
Kedi batmaz yemeği halk arasında gotarma, cotarma ve hotturma isimleri ile de bilinir. Bolu Mengen’de bu yemek daha çok beş çayı saatlerinde ikram edilir.
KALDIRIK DOLMASI
Ormanlardan toplanan kaldırık yaprağı kurutulduktan sonra dolmada kullanılıyor. Bu yaprağın fidesi ormandan alınarak bahçelerde de yetiştirilebiliyor. Bu yaprak Ekim ve Kasım aylarında toplanıyor ve kış için kurutularak muhafaza ediliyor. Bu aylarda yolunuz Mengen pazarına düşerse, kaldırık yaprağının tazesini satın alabilirsiniz.
Kaldırık dolmasını yapmak için ihtiyacınız olan malzemeler; kaldırık, un, soğan, karbonat, yağ, sarımsak, yumurta ve yoğurt. Gelelim bu yöresel lezzetin tarifine… Öncelikle büyükçe bir tencerede su kaynatılıyor ve bu suda kaldırıklar hafifçe haşlanıyor. Ardından kaldırıklar soğuk suya alınıyor. Soğuk sudan sonra yine hafifçe süzülen kaldırıklar temiz bir kabın içine alınır. Başka bir kapta un, yumurta, süt bir miktar su ile karıştırılır. Bu karışım dolmanın iç harcıdır. Bu harç üzüm yaprağı dolması gibi sarılır. Bir tavaya bir miktar yağ dökülür ve yemeklik doğranmış soğan pembeleşinceye kadar kavrulur. Soğanlar pembeleşince salçası konulur ve az biraz su ilave edilir. Üzerine de hazırlanan dolmalar dizilir. Piştikten sonra üzerine sarımsaklı yoğurt konulan dolmalar servise hazır olur.
MENGEN USÜLÜ HÖŞMERİM
Yörenin tatlı yiyeceklerinden olan höşmerim mutlaka tadılması gereken lezzetler arasında yer alıyor. Mengen usulü höşmerim kaymaklanmış süt ile hazırlanır. Eğer kaymaklanmış süt yoksa çiğ krema ya da dil peyniri de kullanılabilir.
Mengen usulü höşmerim için; krema, un ve tereyağı kısık ateşte kaynayana kadar karıştırılır. Bu karışıma yavaş yavaş mısır unu eklenir. Bir yandan da karıştırma işlemine devam edilir. Önce dil peyniri, ardından bir tutam tuz ilave edilir. Yaklaşık 2 dakika daha karıştırıldıktan sonca ocak kapatılır. Hamur haline gelen karışım bir tavaya alınır ve tıpkı omlet yapıyormuş gibi önlü arkalı kızartılır. Son olarak servis tabağına alınan bu lezzet, bal veya pekmez ile servis edilir.
MENGEN KUZU GÜVEÇ
Mengen’e özgü lezzetlerden bir diğeri de Mengen Kuzu Güveç’tir. Bu yemek yapılırken; kuşbaşı etler güvece konulur. Ardından yağ, arpacık soğanlar ve sarımsak eklenerek orta ateşte pişirilir. Etler suyunu çekinceye kadar ara ara karıştırarak pişirme işlemine devam edilir. Etlerin suyu çekilince bir bardak su eklenir ve yemek hafif ateşte pişirilir. Daha sonrasında dolma biberler ve mantar ufak parçalara bölünür ve yemeğe eklenir. Eğer yemeğin suyunun az olduğunu düşünürseniz, biraz daha su ekleyerek yemeği pişirmeye devam etmelisiniz. Etler yumuşayıp piştiğinde kekik ilave edilir. Son olarak yemeğin üzerine yufka konulur ve yemek fırına verilerek üzeri kızarıncaya kadar pişirilir. Fırından çıkarılan yemek sıcak olarak servis edilir.
MENGEN BULGUR ÇORBASI
Mengen çorbası
bulgur kullanılarak yapılan geleneksel ve son derece doğal, besleyici ve lezzetli bir çorba. Biz terbiyesinde limon suyu kullandık. Çünkü tarifin aslı öyle. Ancak limon suyu yerine üzüm sirkesi kullanıldığında da son derece lezzetli oluyor. Hele içine biraz da haşlanmış kuru fasulye eklenirse çok daha keyifli oluyor. Tercih size kalmış.
Malzemeler; 1 su bardağı bulgur, 2,5 litre et suyu, 1 su bardağı rendelenmiş domates,1 orta boy soğan (pirinç tanesi şeklinde doğranmış), 2 çorba kaşığı tereyağı,1 çorba kaşığı zeytin yağı, 1 çay kaşığı kuru nane, 1 çay kaşığı taze çekilmiş karabiber, Çay kaşığının ucuyla toz kimyon, ½ limonun suyu, 2 çorba kaşığı yoğurt, 1 yumurta, 1 çorba kaşığı un (gerekirse), Tuz
Yapılışı, Tereyağı ve zeytin yağını tencerede kızdırınız, Soğanı ekleyerek sarartınız.Domatesi ekleyiniz birlikte 2-3 dakika pişiriniz.
Et suyunu ekleyiniz ve kaynamaya başlayınca bulguru ekleyiniz.Bulguru iyice helmelenene kadar kaynatınız. (Suyu eksilirse gerektiği kadar kaynar su ekleyiniz)