Unutursunuz unutursunuz…Neleri unutmadınız ki?
Özgecan’ı unuttunuz mesela. Şehir içi dolmuş şoförü tarafından tecavüz edilerek öldürülmüştü. Katili de cezaevinde öldürüldü konu kapandı.
Katilin eşi defalarca karakola gidip eşinin uyuşturucu aldığını şiddet uyguladığını söyleyip şikayet ediyor. İfadesi alınıp serbest bırakılıyor. Toplu ulaşım aracını kullanmasına göz yumuluyor ve malum acı sonuç.
Geçen hafta şehit edilen Polis Şeyda Yılmaz’ı hatırlıyor musunuz? Çoğunuz unuttu. Peki katilinin hatırlıyor musunuz? Onu da unuttunuz. Katilin annesini hatırlıyor musunuz onu hiç hatırlamazsınız.
Ben hatırlatayım neler söylemişti anne: “Anne baba çocuğunun o halde olmasını ister mi? Bak ben de yaralıyım. Bir kız çocuğum var. Onun peşindeyim. Allah rahmet eylesin. Benim canım yandı. Gerçekten polisimiz ölene kadar ben ölseydim. O silahı ben yeseydim. Ben kurşunlara gelseydim keşke. Ama şunu söyleyeyim. Bunu gidin, söyleyin herkese. 26 suçtan benim çocuğumun kaydı varsa niye devlet bunu almadı? Niye devlet bunu götürmedi? Niye düne kadar elini kolunu salladı. O kadar ben devlete yalvardım. O kadar karakollara gittim. O kadar her şeyi söyledim. Bu çocuk madde bağımlısı, bu çocuk madde satıyor, bu çocuk madde kullanıyor. Bunların hepsini söyledim ben. Yine çocuğumun ben yerini söyledim, buldurdum. Ama lakin hiçbir anne baba istemez. Çocuğunun kalkıp da polisimizi şehit edecek kadar ….. cani miyim ben? Ben gerçekten çok üzgünüm.”
Şimdi hatırladınız mı?
Bağımlı anneleri bu dünyada gördüğüm en çilekeş insanlar. Babalardan daha çok mücadele veriyorlar. Çocuklarının madde kullandığını ihbar ediyorlar. Tedavi edilmeleri için yalvarıyorlar. Maddeden uzak durmaları için tutuklanmalarını cezaevine girmelerini istiyorlar. Bir aşamadan sonra çocuklarının ölmesini istiyorlar. Ne kadar acı değil mi?
Maalesef tedavi edemiyoruz. Amatem’lere yatırıyoruz 21 günden aşağı vücut uyuşturucunun etkisinden arınamıyor. Afyonkarahisar Amatem’de ortalama yatış 8 gün. Bırakın tedavi olmayı travmaları artarak çıkıyorlar tedavi merkezinden. Bunun önemli nedeni doktorların hep görevlendirme ile gelmeleri.
Tabii sadece tedavi etmekle olmuyor özel hayatındaki sorunlarında çözülmesi gerekiyor.
Siyah poşet işin acizi yet tarafı…
***
Geçen hafta basınımızın genelde uyuşturucu sorununa duyarsızlığını yazmıştım. Yine aynı görüşteyim. Kocatepe Gazetesi’nden Murat Arısoy kardeşim aradı gazete olarak söz konusu haberi yaptıklarını söyledi linkini attı. Gerçekten gözümden kaçmış buradan özür dilediğimi bildirmek istiyorum.
***
Bu hafta aslında gastronomi festivalin yazacaktım ancak uyuşturucu konusu gerçekten çok daha önemli. Önümüzdeki yazılarımda ayrıntıları yazarım. Yozgat’tan Bozkırın Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi Kurucu Başkanı, Midilioğlu Çiftliği Peynir Üretim tesisi yönetim kurulu başkanı ve Ebruli Yozgat Yöresel Ürünler Restorant sahibi Ebru Örmüş Akcan Hanımefendi Gastronomi Festivalinde stant açtı. Onunla güzel bir sohbet ettik. Öncelikle kaldıkları otelin çok güzel ve temiz olduğunu, Festival alanındaki bunca kalabalığa rağmen tuvaletlerin ve alanın çok temiz olduğunu, Türkiye genelinde birçok festivale katıldıklarını bu festivali çok düzenli bulduklarını, yerel yöneticilerinin kadın olması ve kendileri ile sürekli ilgilenmelerinden dolay mutlu olduklarını söyledi. Bu festivalin özeti bu bence.
Benim ilave edeceğim konu konserlerin güzel olduğunu ancak yerel sanatçılara yer verilmemesinin eksiklik olduğunu söyleyebilirim. Biz Afyonkarahisar Türkü Dostları olarak bazı programlar yaparak bu açığı kapatmaya çalıştık ancak yeterli değil tabii ki.
Birde ücretsiz ikram yapan firmalar aksaklıklar yaşatıyor alanda. Önümüzdeki festivallerde bunlara ayrı bir bölüm yapılabilir düşüncesindeyim. Afyonkarahisar’ın tanıtımı için çok güzel şeyler yapıldı emeği geçenlere teşekkür ederim.