Ulusal milliyetçilik veya etnik milliyetçilik, adına ne derseniz deyin, bir halkın veya toplumun belirli bir ulusa ait olma bilincine dayalı olarak, o ulusun çıkarlarını ön planda tutma düşüncesinin toplumun her alanında ve hatta siyasi, yönetimsel anlamda da ideolojilere bağlı benlik bilinci olmasıdır.
Bu bilinç, biz insanlığın kimliklerini, kültürlerini, dillerini, dinlerini ve tarihlerini koruyarak bir arada yaşamaların özelliklerini savunmaktadır.
Ulusal milliyetçilik, halkın kendine özgü özellikleri korumaya devam edebilir ve bu değerler etrafında bir araya getirebilir… Bu ideolojinin temel unsurları arasında
Ulus’un
Toprak’ın
Kültür’ün
dil ve
ortak tarih kavramları hiçbir zaman unutulmaz değerlerdir.
Ulusal Milliyetçiliğin temel unsurları bugün yaşadığımız gerçeklerle de örtüşür oldu. Siyasi parti gözetmeksizin ülkeyi bir ve diri tutmak adına halkın aynı ideoloji ve bakış açısıyla geçmişini ve bugünü değerli bilmesidir.
Ulusal kimlik bilincimiz, toplum bireylerinin kendine ait, kültürel, geleneksel, dilsel ve dinsel özellikleriyle şekillenen, bir ulusa ait olma bilincini en iyi şekilde yaşıyor olmasıdır. Bu kimlik, elde edilecek bir ulusun ortak değerlerini, simgelerini ve tarihi mirasını paylaşarak kendilerini bir “milletin parçası” olarak tanımlamalarını sağlar.
Örneğin; Kurtuluş Savaşı, Kıbrıs Barış Harekatı, Deprem felaketlerindeki dayanışma, 15 Temmuz Darbe Girişimi, Zeytin dalı harekatı ve diğer sınır ötesi operasyonlar, Milli ve Dini Bayramlar ve kutlamalar, Ekonomik krizlerde bir birine destek olan toplum bilinci ve CORONAVİRÜS salgını…
Yukarıda yazdığım milli birlik adına sadece birkaçı.
Türkiye’de ulusal birliğin en güçlü örneklerinden biri Kurtuluş Savaşında yaşanmıştır. Yunan, İngiliz, Fransız ve İtalyan birliklerinin Anadolu’yu Türk halkına karşı işgal etmesine, etnik ve dini fark gözetmeksizin ayrılıklara karşı birleşmiş bir Türk halkıyla karşılaşmış. Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde, ülkenin dört bir yanında gelen insanlar bağımsız bir Türkiye için savaşmıştı.
‘’Vatan söz konusuysa gerisi teferruat’’
*
Türkiye, 1974’te Kıbrıs’ta yaşayan Türklerin huzur, refah ve toprak bütünlüğünü ve Ada’da barışı sağlamak amacıyla Kıbrıs Barış Harekatı’nı düzenlediğinde de durum aynıydı. Bu süreçteki toplumun her kesiminde Kıbrıs Türklerinin yanında olma bilinci oluşturuldu ve milli bir dayanışma sergilendi. Kıbrıs meselesi, yıllardır Türkiye’de güçlü bir ulusal birlik ve dayanışma sembolü oldu. Bu ve benzeri ne türlü durumlar olursa olsun şahitlik eden bir tarihimiz var.
Depremler ve Türkiye…
Hatırlayalım 99 öncesi ve 6 Şubatta yaşanan depremleri…
Türkiye’de yaşanan büyük depremler, halkın ulusallık ve dayanışma bilincini bir kez daha gözler önüne seriyor.
1999 depremi ve 6 Şubat Depremi sonrasında, ülke çapındaki yardım kampanyaları gibi dayanışmalar, farklı illerden ve hatta ülkelerden, gurbetçilerimizden yardımlar toplanmış, çok sayıda gönüllünün deprem bölgelerinde gönüllü görev aldığını biliyoruz. Benzer bir şekilde, 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremleri sonrası Türkiye’nin dört bir yanından gelen yardımlar, farklı sivil toplumların, devletlerin ve gelecekte ortak bir amaç çevresinde birleşmesini sağladı. Biz ne olursa olsun yıkılmaz, kopmaz ve ayrılmayız.
‘’Depremler bile bizi bizden etmedi’’…
*
Bu ülke ne darbeler gördü de, 15 Temmuz 2016’da hainliği de unutmadı, unutmayacak. Ülke genelinde büyük bir tepki uyandıran darbe girişimi toplumun her kesiminden menfaat gözetmeksizin demokrasiyi korumak,
Bayrağımızı
Toprağımızı
Devletimizi ve
Milletimizi korumak
Bu topraklara sahip çıkmak için canını düşünmeden feda eden yiğit ve kahraman insanları dün de unutmadık, bugün de unutmayacağız.
‘’Her şey Türkiye aşkına’’
*
Türkiye’nin sınır operasyonlarında olduğu gibi sınır ötesi operasyonlarda da ulusal birlik ön planda. Türkiye’nin güney sınırlarında güvenliği sağlamak ve terör tehditlerini ortadan kaldırmak için düzenlenen operasyonlarda, kamuoyunun geniş desteği ve dayanışma ruhu hep vardı. Asker ve köylü, Devlet ve halk hep iç içe dayanışma halindelerdi.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı, 30 Ağustos Zafer Bayramı ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı gibi milli bayramlar, Türkün ulusal birliğinin sürekli olarak canlandırıldığı ve kutladığımız çok önemli ve özel günlerdir.
Türkiye’nin ekonomik sıkıntılarının yaşandığı dönemlerde ulusal dayanışma duygusu hep ön plana çıkmış, özellikle ekonomik krizlerde bu halk, yerli ürünlere yönelmiş, ekonomik aralıklar için alınan kararları desteklemiş, Kamuoyunda alternatif olarak “yerli ve milli üretim” çağrılarına hep kulak vermiş, ulusal birlik ve ekonomik dayanışmayı güçlendiren bu önemli bir faktörü hiç atlamamıştır.
Yine bildiğimiz Türkiye’de COVİD-19 pandemisi sürecinde ulusal birlik örnekleri sergiledik. Sağlık çalışanlarının gösterdiği özveri, maske üretimine yerli katkı sağlanması, yardım kampanyaları, gönüllü sağlık ekipleri ve yardımlaşma organizasyonları ulusal birliğimizi güçlendirdi. Ayrıca pandemi boyunca yapılan sosyal yardımlar ve destek kampanyaları, toplumumuzun dayanışmacı ruhunu bir kez daha ortaya çıktı.
Bu örnekler, Türkiye’de halkın zor zamanlarda bir araya geldiği ortak değerlerin çevresinde nasıl birleştiğini ve ulusal birliğin nasıl güçlendiğini göstermektedir.
Köylüsünden şehirlisine, eğitimlisinden eğitimsizine, kadınından erkeğine, gencinden yaşlısına kadar hepimizin derdi…
Güçlü Türkiye,
Güçlü Devlet
Güçlü millet.
Ulu Önder Gazi Mustafa Atatürk’ün Nutuk dan bir sözü ile cümlelerimi noktalıyorum
“Bilelim ki millî benliğini bilmeyen milletler başka milletlere yem olurlar.” (Nutuk)
Esen kalın…