Çocukluğumuz, gençliğimiz, orta yaşımızın… Her halimiz onun şarkılarını dinleyerek kah hüzünle, kah mutlulukla geçti.
Ferdi baba gibi sevdik, sevdalandık, sevmeyi ondan öğrendik…
Gençliğimizde ilk çıktığımız kahvenin adı ‘Yadeller’di…
İlk kız arkadaşımıza yakınlaşmamızda ‘Bakışların bana biraz cesaret versin’ tarzındaydı…
Aramız bozulduğunda ise ‘Huzurum Kalmadı’yı dinleyerek dertlenirdik, Sevdiğimiz yaz tatiline gidince, ‘Ben de özledim ben de’ modundaydık…
Duygularımızı böyle ifade ederdik…
Canımız sıkılınca onun gibi ‘Köyümüze dönüp Fadime’nin düğününde halay çekmek’ isterdik…
Amcamızın oğlunu bile ‘Emmoğlu’ gibi severdik…
Gençlik işte… Filmlerini izlerken kendimizi Ferdi, kız arkadaşımızı Necla Nazır zannederdik…
Sen Gitsen Bile Hatıran Yeter…
Güle güle Ferdi Baba, büyük usta, Mekanın cennet, kabrin nurla dolsun…
Allah’ım rahmetiyle muamele eylesin…