“KENDİ DUYGULARIMIZIN, BEDENİMİZİN, NEFESİMİZİN FARKINA VARMALIYIZ”
İşte Ruh Sağlığı Uzmanlarının bildirgesi: “Günümüz toplumunda her gün yeni bir haberle uyuyor, yeni bir haberle uyanıyoruz. Maalesef ki bu haberlerin büyük çoğunluğu da olumsuz içerikler taşıyor. Hal böyle iken de toplumun ruh sağlığından bol bol bahsetmek, bu konuda farkındalık oluşturmak da bizlere düşüyor. Biz ruh sağlığı alanında görev yapan kişiler olarak her gün birilerinin hayatına dokunmak üzere güne başlıyoruz. Ve her gün türlü şiddet olaylarıyla (fiziksel, sözel, psikolojik) karşı karşıya kalıyoruz, hikayeler dinliyoruz. Bazıları durumun bilincinde olup ne yapabilirimi ararken bazıları ise maalesef bunun farkında olmadan bu furyanın içerisinde çaresizce sürükleniyor. İşte biz ruh sağlığı çalışanları olarak tam bu noktada ne yapmalıyız? Bizler danışanlarımızın karşısında nötr, kimliksiz durduğumuz için onlara objektif olarak durumu yansıtır, olası seçenekleri değerlendirmesini ve en doğru olan sonucu bulmasını sağlatırız. Peki bir uzman desteğinin yanında bireylerin kendi kendinin iyi oluşunu sağlaması mümkün müdür? Evet tabi ki mümkündür. Böyle durumlarda yapabileceğimiz ilk şey o yoğun ve sürüklenmekte olan hayatımızda bir adım geri çıkarak kendi duygularımızın, bedenimizin, nefesimizin farkına varmalıyız.
İYİ OLUŞUN ÖNEMLİ AYAĞI DOĞRU VE İYİ BİR İLETİŞİM KURABİLMEK
Ne hissediyor, düşünceleri neler söylüyor ya da bedeninin fizyolojik yapısı ona nasıl mesajlar veriyor onları fark etmeliyiz. Daha iyi oluş sağlamak adına gevşeme egzersizleri, hobilere zaman ayırmak, kendimizle vakit geçirebilmek kendimizi tanıma yolunda yapabileceğimiz en iyi şeylerdendir. Kendini tanıdığında da sınırlarını belirler ve karşıdaki kişilere bunu net bir şekilde yansıtabilirsin. İyi oluşun bir önemli ayağı da doğru ve iyi bir iletişim kurabilmek. İletişim dediğimiz şey iki yönlü bir bağlamdır. Ve iki tarafta birbirini etkiler. Yani benim iletişimimim sağlıklı ve doğru olduğu kadar karşımdakinin de sağlıklı ve doğru olması gerekir ki biz anlaşma sağlayabilelim. Bu da bireylerin iletişimini geliştirmesi ve bu konudaki farkındalıklarının artırmasıyla mümkün olabilecektir. Biz özellikle erken yaş eğitimlerine doğru iletişim modellerini ders müfredatına ekleyebilirsek çocuklarımızı Türkçe matematik bilen robotlardan değil sağlıklı iletişim kurabilen insanlardan yapabiliriz. Bu konularda da eğitim sistemimize eklenecek beceri temelli derslerle, ailelerimize verilen düzenli eğitimlerle, bireylerin farkındalığını artıracak ve sosyal birlikteliğini güçlendirecek aktivite ve sosyal alan kurulumlarıyla daha ileri ve iyi oluşa gidebiliriz. Kamu ve özel kuruluşlarla özellikle ruh sağlığı alanında çalışma yapan uzmanlarımızın birlikte yapacağı bütüncül çalışmalarla daha iyi bir birey, daha iyi bir gelecek oluşturabiliriz.” >>>Kadir KAPLAN