Başkan Akarca: “Ciddi anlamda derin görüş ayrılıklarımız oldu, bu bir gerçek”

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca’dan, AYM ile Yargıtay arasındaki anlaşmazlıkla ilgili açıklama:
“Bu ayak üstü değerlendireceğimiz bir konu değil”
“Başvuru yolunun incelenmesindeki yorum farklılığından kaynaklanan ve anayasanın yorumundan kaynaklanan ciddi anlamda derin görüş ayrılıklarımız oldu, bu bir gerçek”

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, Anayasa Mahkemesinin (AYM) Can Atalay hakkında verdiği hak ihlali kararını Yargıtay’ın reddetmesine değinerek, “Bu ayak üstü değerlendireceğimiz bir konu değil. 5-6 yıldır süre gelen bireysel başvuru yolunun incelenmesindeki yorum farklılığından kaynaklanan ve anayasanın yorumundan kaynaklanan ciddi anlamda derin görüş ayrılıklarımız oldu, bu bir gerçek” dedi.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, AYM’nin, Türkiye İşçi Partisi’nden (TİP) milletvekili seçilen Can Atalay hakkındaki hak ihlaliyle ilgili ‘AYM’nin hak ihlali kararının hukuki değeri yok’ diyerek, karara uyulmamasını kararlaştırdı. Başkan Akarca konu ile ilgili temaslarda bulunmak üzere geldiği Afyonkarahisar’da ki valilik ziyaretinde gazetecilerin soruları üzerine açıklamalarda bulundu.

Konunun önemli bir konu olduğunu ifade eden Başkan Akarca şunları söyledi:
“Bu çok derin ve uzun bir konu, ayak üstü değerlendireceğimiz bir konu değil. Anayasa Mahkemesiyle ilgili son olayla ilgili olarak ortaya çıkmış bir problem değil. Aşağı yukarı 5-6 yıldır süre gelen bireysel başvuru yolunun incelenmesindeki yorum farklılığından kaynaklanan ve anayasanın yorumundan kaynaklanan ciddi anlamda derin görüş ayrılıklarımız oldu, bu bir gerçek.”
İdam sorusu cevapsız kaldı
Öte yandan, Başkan Akarca, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin’in katıldığı bir televizyon programında kadın cinayetlerinin cezasının idam olması gerektiğini savunarak, “Kadın cinayetlerinde verilen ceza en ağır ceza ağırlaştırılmış müebbet. Eskiden bunun karşılığı idamdı. Bana göre suçu ispat edilenin cezası idam olmalı. Bazı suçlarda idam olmalı” şeklinde açıklamaları sorulması üzerine ise esprili bir dille “Başsavcımız burada isterseniz bunu kendisine sorun” diyerek gülümseyip, soruyu cevapsız bıraktı.