“Dijital dönüşümde mümkün olanları yapmadan, mükemmele ulaşamazsın “ M.Samur
Dijital dönüşüm süreçlerine 28 yılını vermiş biri olarak bu alandaki deneyimlerimi danışman ve müşteri gözüyle sizlere çok yalın bir dille aktarmaya çalışacağım.
Hayatımda ilk kez kendi yaptığım iş özelinde köşe yazısı yazmayı, yaşadığım deneyimleri sizlerle paylaşmayı deniyorum. Katıldığım TV programlarında, sosyal medya alanlarında bu güne kadar görüşlerimi paylaşmayı hep görev edindim. Bu günde sektörüme ve işletmelerimize katkı sağlamak için ilkyazımı yazıyorum. Umarım iş süreçlerinizdeki dijital dönüşüm yolculuğunuza bir nebzede olsun katkı sağlayabilirim. Bu vesile ile bu fırsatı bana sağlayan bölgenin dijital sesi KANAL3 yönetici ve çalışanlarına sonsuz teşekkür ediyorum.
Endüstri 1.0 ( buhar ), Endüstri 2.0 ( montaj hattı ) ve Endüstri 3.0 ile bilgisayarlı çözümleri iş hayatımızın devrim noktalarıydı. İlk kez Almanya’da düzenlenen teknoloji fuarında kullanılan Endüstri 4.0 sözcüğü ile yeni bir devrim döneminin içindeyiz. “Dijitalleşme, yapay zeka, nesnelerin interneti ve robotların üretime katılması gibi ana başlıklarda bu dönemi özetleyebiliriz” Bu devrimin bu gün gelinen noktasında yapay zekanın etkisiyle uzmanlar ‘Endüstri 4.5 dönemindeyiz’ diye de söylemde bulunmaya başladı.
Ben ve ekibim yıllardır endüstri 4.0’ın dijital dönüşüm ayağında LOGO YAZILIM firmamıza ait Netsis ürünüyle işletmelerimize danışmanlık yapıyoruz. Bundan 10 yıl önce hayatımız muhasebe servislerinin dijital dönüşümüydü, bu gün ise pazarlama biriminden-finans birimine, muhasebeden – sevkiyat birimine, depo çözümlerinden-üretim izlemeye ve buradan da işletmede oluşan tüm bilgilerden anlamlı veriler üretmemizi sağlayan iş analitiği çözümlerine kadar sahada danışmanlık yapıyoruz. Bu makaleyi kaleme almamdaki en büyük motivasyonum bu alanda yaşanmış olan deneyimlerimi sizlerle paylaşmak. Başarılı bir dijital dönüşüm için tüm “en”leri masaya yatırarak sizlere kılavuzluk yapmak.
Ayrıca, dijital dönüşümde en büyük hata, en sık tekrarlanan hata, doğru ve doğruya yakınlar, doğru bilinen yanlışlar, beklentiler ve beklentilerin kısa sürede gerçekleşeceğini düşünmek gibi hassas konuların üzerinden de geçiyor olacağım.
Yakın geçmişte hepimiz muhasebe programı aldık, değiştirdik, muhasebeci arkadaşın kullandığı programı kullanıyoruz gibi ifadeleri çok duyardık. O dönemlerde yöneticilerimiz için en önemli konu muhasebe ve finans tarafıydı. Bu 2 alanda gerek yasal süreçler gerekse paranın takibi düzgün olsun yeterli algısı vardı. Üretim süreçleri hep para kazandırıyor, kar marjları da bunu destekliyordu. Ne zamanki aynı işi birileri daha düşük fiyata yapmaya başladı ( rekabet ), işin rengi bu aşamadan itibaren değişmeye başladı. Sırasıyla pazarlama ekibini nasıl takip ederim, müşteriyi neden kaybediyorum sorularına, birde karlılıkta ne durumdayız, maliyet görsek iyi olmaz mı gibi sorular girmeye başladı hayatımıza. Bu noktadan sonra farkında olmadan dijital dönüşüm yolculuğumuz başlamış oldu. Şirket sahipleri ile yöneticiler arasındaki rapor talepleri aşağıya doğru dijital dönüşümün yayılmasına, yukarıdan gelen isteklerin cevaplanması için yazılım ürünlerine olan ihtiyacın daha belirgin bir şekilde ortaya çıkmasına fırsat verdi.
Bu güne baktığımızda; Şirketlerimizin büyük çoğunluğu E-dönüşümün de etkisiyle tüm iş süreçlerini şirkette kullanılan ERP (Kurumsal kaynak planlama) yazılımına giriyor, girmesi gerektiğini biliyor ya da bu noktaları aşmış, dijital dönüşümde çıtayı daha da yukarıya taşımak istiyor. Bu durum ülkemiz için, işletmelerimizin temel seviyedeki verimliği için çok değerli.
Bu günden geçmişe baktığımızda; işletmelerimizin dijital dönüşüme geçiş arzusu artsa da buna ayrılan finansal kaynakların az oluşu beraberinde çok fazla olumsuzluğu da ortaya çıkardı. Birçok işletmemizin envanterine baktığımızda geçmişte alınmış yazılımların artık kullanılmadığını görürüz. Gerek danışman firmanın işini devam ettirmemesi, gerek iş için ayrılan finansal kaynakların kesilmesi vb. sebeple işletme envanterlerimiz yazılım çöplüğüne dönmüş durumda. Bu durum her iki taraf içinde çok yorucu olsa da, iyi bir tarafı da var. O da deneyim ve bu deneyimden elde edilen sonuçlar. “Eskilerin sözüyle yoğurdu üfleyerek yemek”
Bana ait bir söz “Dijital dönüşümde mümkün olanları yapmadan, mükemmele ulaşamazsın.”
Tüm süreçleri ne kısa şekilde anlatabilen bir cümle oldu benim için. Dijital dönüşümde işletmelerimizde hayata geçirmek zorunda olduğumuz mümkünler var. Bunları hayata geçirip, içselleştirdik sonra mükemmele gidecek yolları buluyor olmamız gerekiyor. Hepimizin hafızasında işletmemizdeki bu süreçlere dair çok büyük deneyimler var. Mükemmele giden yol bu hafızamızdaki pratiklerin doğru kurgulanmasıyla oluşacak.
Peki ortak sorunlarımız neler;
- Nitelikli insan gücüne her iki tarafta sahip değil,
- Proje için yeterli zaman ayıramıyoruz,
- Her iki tarafta yaşanan personel değişimleri,
- Projenin zaman ve sonuç çıktılarının takvime bağlanmaması,
- Olası sorunlar için proje müdürü olan kişilerin kabiliyeti,
- Her iki taraf içinde proje finansmanındaki hatalar.
Bu gün yerli ve yabancı birçok yazılım evi ülkemizde bulunan 2 milyondan fazla işletmemiz için çözüm geliştiriyor. Dijital dönüşüm çözümlerinde uçtan uca çözüm aradığınızda temel şirket ihtiyaçlarının karşılanması konusunda çok fazla yazılım firması seçeneği varken, dijital dönüşüm yapmak isteyen işletmelere hitap eden yazılım firması sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Bu yeterli bir sayı mı diye sorarsanız bizim hitap ettiğimiz alanlar için bence evet. Bu kadar firmanın tüm dijital dönüşüm süreçlerinde kendi ürün yelpazesini genişletmesi sahada bunun geliştirilmesi uzun bir zaman. Bu firmalarımız ürün eksikliklerini tamamlarken müşteri tarafında ise ürüne olan ihtiyaç, olgunluk aynı hızda ilerliyor. Kendi şirketimden örnek vererek burayı biraz daha açmak istiyorum.
Örneğin, temel yazılım ihtiyaçları için gerek yeni kurulan, gerekse program değiştiren şirket sayısı yıllık 50 ise, dijital dönüşüm ürünlerine geçiş ihtiyacı olan şirket sayısı yıllık 10-15 arasıdır. Bu durum şirket yöneticilerimizin dijital dönüşümü kullanarak verimliliğini arttırabileceğini bilmesi, şirketini gelecekte görmek istediği noktaya bu sayede ulaştırabileceğini anlamasıyla artış gösteriyor olacak. Bu bir zaman meselesi. Her iki tarafta aynı hızla olgunlaşmaya devam ediyor.
Bunlar hazır olmadan dijital dönüşüme geçmek “en” zor olandır;
- Muhasebe sistemi oturmadan,
- Stok yönetimi tam anlamıyla oluşmadan,
- Finansal süreçlerin tümü yazılımı girilmeden,
- Stok giriş ve çıkışları anlık yapılmadan,
- Yapılan tüm girişlerin hata oranı azalmadan,
- Değişimlere bağlı süreçlerin de değişmesi gerektiğinin farkına varmadan,
- Ve en önemlisi gün bittiğinde tüm iş hayatı yazılıma girilmeden dijital dönüşüme geçişte çok zorlanacaksınız.
Bir sonraki yazımızda girişte bahsettiğim tüm “en”leri konuşmaya devam edeceğiz.
Mehmet Samur