“Güzel bir sinerji ve enerji oluşturduk”

Afyonkarahisar Valisi Kübra Güran Yiğitbaşı, Kanal 3 ekranlarında Megabirlik Genel Yayın Yönetmeni Selcen Dilek Çöygün’ün sunduğu Özel Gündem programına konuk oldu. Afyonkarahisar Valiliği görevinde 1.yılını dolduran Vali Yiğitbaşı, “Bir yıl çok çabuk geçti, güzel bir sinerji ve enerji oluşturduğumuzu samimi bir hissiyat yarattığımızı görüyorum” dedi.

Afyonkarahisar Valiliği görevinde 1.yılını dolduran Vali Kübra Güran Yiğitbaşı programda 1 yıl boyunca yapılan çalışmaları anlattı. Vali Yiğitbaşı,“Göreve yeni geldiğimde içimden nasıl geliyorsa bir kadın yöneticinin bir kadın idarecinin sorumlu olduğu kente dair hissiyatı ile yani hem korumacı hem şefkatli yeri geldiğinde disiplinli, güvenliği sağlamak noktasında gayet titiz gayet kararlı ama kimi zaman vatandaşı teskin etmek, teselli etmek gerektiğinde de o merhametli gücünü göstermek durumundaydık. Bu aslında doğal bir süreç olarak gelişti benim kendi davranışlarımda idarecilik dönemimde. Ancak bunun öncelikle sizin tarafınızdan ilk olarak kullanan sizdiniz ve biz sizinle tanışmamıştık. Yerel basını takip ediyorum. Yeni göreve başlamışım ilk bir ay içerisinde idi. Mayıs ayında göreve başladım. Afyonkarahisar’da da mayıs ayı çok yağmurlu iklim değişikliğinin de etkisiyle bölgemizde sellere, kiraz bahçelerimizde dolu yağışına veya donlara vesile oluyordu. İklim değişikliği sebebiyle Ayazini bölgemiz, Çalışlar tarafları ciddi bir su baskını altında kaldı. Biz oraya gittiğimizde vatandaşımızla kucaklaştık, ağlayan kadınlarımız, Ayazini köyündeki gözlemeci teyzelerimiz ablalarımız işte şimdi biz nerede çalışacağız, her şeyimiz yok oldu şeklinde o üzüntülerini aslında teskin etmek için o bölgeye sel anında gittiğimizde ilk olarak orada Devlet Ana şeklinde ifade ettiniz. Tabi çok gurur duydum çok mutlu oldum. Sizi aradım teşekkür ettim bu ifade için. Sonrasında biz tanışmış olduk. Devlet ana ifadesi de gerçekten yerleşti. Ne mutlu bana ki Hayme Ana’ya affedilen ve OsmanlıDevleti’nin aslında devletin gücüne anlayışına ve kadın yöneticinin kadın figürünün hem kadın özelliklerini bırakmadan disiplini ile yiğitliği ile cesareti ile kendi yönettiği şehri ve aslında yönetici olduğu toplumu böyle sarıp sarmalamasını da gösterebildiği bu çoklu özellikleri bir arada barındırdığını gösteren bir ifade bir sembol olarak görüyorum. İnşallah buna layık olurum” dedi.

“AFYON KENDİNE ÖZGÜ FARKLI YÖNLERİ OLAN BİR ŞEHİR”

Afyonkarahisar’ın kendine özgü farklı yönleri olan bir şehir olduğunu kaydeden Vali Yiğitbaşı, “17 tane ilçesi 420 tane köyü olan Afyonkarahisar gerçekten kavşak bir önemi olan çok önemli kendine özgü çok farklı yönleri olan bir şehir. Benim için bize özgü bir yanı benim kayınpederim Afyon Kocatepe Üniversitesi’nin kurucu rektörü idi. Dolayısı ile eşim buralı Bolvadinli. Kimi zaman sohbetlerde buranın gelini olduğumu ve şimdi valisi olduğumu söylüyorum. Ne tam yabancı ne tam içindendim. Biraz biliyordum tabi gidip geliyordum Bolvadin’e. Ama tamamen çok dışında olduğum bir şehir değildi. Çok çabuk alıştım. Yiğitbaşı’ların gelini olmam, eşimin dedesinin Gazi Yiğitbaşı’nın biliniyor olması eski Demokrat Parti Milletvekili olarakbunların hepsi tabi avantaj oldu. Toplum içerisinde de güven oluşturdu. Vatandaşla doğrudan iletişim kurmak derdiyle dertlenmek, sahici samimi bir yaklaşımda bulunmak onların hemen kalbinde gönlünde yer ediyor ve hemen size aslında geri dönüş yapılıyor. Kimi zaman hiç karşılaşmasak bile ben sosyal medyadan gelen yorumları talepleri ihtiyaçları çok ciddiye alıyorum. Belki bu bizim işimizi zorlaştırıyor benim ve ekibimin. Çünkü Türkiye’nin herhangi bir yerinden yazanlarda oluyor. Kendi ilçemizden köylerimizden Afyonkarahisar Merkez’den sorumuyuz belki ama iletişim kurmak isteyen sosyal medyadan yazan inanlara da geri dönüş yapmadan içim rahat etmiyor benim. Bunun için Valilik Basın Birimimizde bir arkadaşımız sadece sosyal medyadan o mesajları yazan vatandaşın taleplerine dönüş yapıyorlar. Hangi ilden yazıldıysa o ilin kurumları ile iletişime geçiyorlar. Sonra geri dönüşünü alıyoruz. Takip ettiğimiz konular adeta kendi şehrimizle de sınırlı kalmıyor. Aslında kendi şehrimizde bile her şeye belki yetmemiz mümkün olmayabiliyor. Vatandaş şunu hissediyor. Bize geri dönüş yaptınız bizi değerli hissettirdiniz dinlediniz, olabiliyorsa olduruyorsunuz olamıyorsa zaten neden olmadığını mutlaka açıklayabiliyoruz. Ben hep şunu söylüyorum beraber çalıştığımız müdürlerimizesorumlularımızaolamıyorsa bile neden olamıyor muhtarlarımızı mutlaka bilgilendirin diye belirtiyorum. Benim gözlemlediğim şu vatandaş kendisi ile ilgilenildiğini dinlenildiğini değer gördüğünü hissettiğinde o sorun çözülmese bile devlete olan güveni artıyor o samimiyeti artıyor. Ben buna daha çok gayret ettim diyebilirim bir yıl boyunca” ifadelerine yer verdi.

“MİSAFİRPERVERLİK ÖRNEĞİ SERGİLEMİŞ OLDUK”

Afyon’la ilgili unutamadığı anısından bahseden Yiğitbaşı, “6 Şubat depremlerini yaşadık. Bütün milletimiz acıya boğuldu. Biz burada depremi yaşayan şehirlerden birisi değiliz ama ilk gün AFAD Koordinasyon Merkezi’nde bulunmaya başladık. Yaklaşık bir ay kadar bir süre AFADKoordinasyon Merkezi’nden hiç ayrılamadık bölgeye her türlü yardımın sevk edilmesi iş makinası ve personel sevk edilmesi ile ilgili hep oradaydık. 2 -3 hafta kadar sonra depremzede vatandaşlarımızın başka şehirlere tahliyesi başladığı süreçlerde benim babamda kaymakamdı. Birgün bana hiç randevu falan yoktu. Bir misafir gelmiş Adıyaman Samsat’tan geliyorbenim babamın görev yaptığı ilçeden. Babam kaymakamken orada belediye başkanlığı yapan başkanımız demişki kendi akrabası ve depremzede başka bir şehre gidecek. Bak bizim kaymakamımızın kızı vali oldu Afyon’da onun yanına git o sana yardımcı olur demiş. Birgün AFAD’a geldiler. Çok inanılmaz bir andı. Kendi akrabası belediye başkanlığı yapmış babam kaymakamken orada. Bir gün çıktı geldi. Babanızın referansı ile size geliyor. Orada kurulan o bağın o yöneticilik vasfının ne kadar önemli bir yer ettiğini insanların kalbinde görüyorsunuz. Onları buraya yerleştirdik bir ev açtık. Misafirperverlik örneği sergilemiş olduk. Burada bir otelde misafir ettiğimiz bir depremzede ailemizin İskenderun’a ben görevlendirildikten sonra orada Belediye,İl Özel İdare makinalarının birinde şoförlük yapıyor. Bende ziyaretlerine gittim altyapı çalışmaları yapıyorlar nasıl gidiyor diye bir el salladı beyefendi geldi yanıma. Siz bizi misafir etmiştiniz otelde karşılaşmıştık benim de engelli kızım vardı çok ilgilenmiştiniz bizimlebelediyede işe girdim ve deprem bölgesine geldim hala benim ailem Afyon’da dedi. Çok inanılmaz bir andı çok duygulandım” dedi.

“BENİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ BİR TECRÜBEYDİ”

Vali Yiğitbaşı, “Böyle travmatik bir durumda devletin vatandaşına canla başla çalıştığını gösteren bir an orası. İlk günlerde gitmek istemiştim ama ilk günlerde bir kadının çok da fazla o ortamda uygun şartlarda çalışamayacağını şöyle bir kendi kendime düşündüm. Bir de bir ameliyat geçirmiştim. Daha da iyileşmek için biraz daha bekledim, sonrasında Süleyman Soylu Bakanımıza, Ramazan ayı geliyordu ben de artık görev almak isterim uygun görürseniz dedim. Çünkü kadın valilerimizden kimse gitmemişti. Sayın Bakanımız beni Hatay Kırıkhan’a görevlendirdi. Çok önemli bir tecrübe Kırıkhan’da 4-5 gün kaldık. Sonrasında İskenderun’a görevlendirildik. 1 ayda toplamda orada kalmış olduk bayramı da orada geçirmiş olduk. Orada valilerimizin, kaymakamlarımızı o çalışmaları, özverisi anlatılamaz. Bizimde iletişim geçmişimiz olduğu için bunların kesinlikle izletilmesi, anlatılması gerektiğini düşündüm. Vatandaşlara biz sizin için buradayız hissini vermeye çalışıyorsunuz. Bir anda da yapılacak çok fazla sayıda iş var. Hepsini hep birlikte koordine etmeye çalışıyorsunuz. Gerçekten muazzam bir görev ve layıkıyla da yerine getirildiğini görüyoruz. Oraya gittiğimde şunu hissettim sadece televizyondan izlemek olayı anlaşılması için yeterli değil. Bir süre sonra oradaki vatandaşlarımızın konteynerlere peyder pey yerleştirilmesinden sonra o bölgelere büyükşehirlerden özellikle bu konuyu görmesi, anlaması için yani Türkiye çok büyük bir afet yaşadı, hatta küçük kıyamet diye ifade ediyor yaşayanlar depremi yani gerçekten ne yaşanmış? Ne olmuş? Bölgeyi gençlerin otobüslerle gidip görmesi, hatta ben buradan iş insanlarımızı eşleriyle götürsem bizzat ben de başlarında olsam gitsek ziyaretler yapsak diye düşündüm. Bunu da belki gerçekleştirebiliriz” dedi.

“MUTLULUK KERVANI PROJESİ”

Mutluluk Kervanı Projesi’ni anlatan Vali Yiğitbaşı,  “Kamu kurumlarının çocuklarımızın ayaklarına gidip onların eğitimleriyle ilgili, yetenekleriyle ilgili ölçüm yapabildiğimiz, onları keşfetmeye imkan sağlayan bir proje başlatalım diye düşündüm. Mutluluk Kervanı isimli projemiz ortaya çıktı şimdiye kadar 5 bine yakın çocuğumuza ulaşmış olduk. Bine yakın çocuğumuzu da yeteneklerine göre keşfettik. Seçilen çocukların da Milli Eğitim bünyesinde aslında araştırmaları onların yetenekleriyle ilgili desteklenmelerinin devam etmesini istedim. Bu noktada şu da çok önemli, ailelerin de destek olmalarını istiyoruz” dedi.

KOD AFYON PROJESİ

Kod Afyon Projesi’nden bahseden Vali Yiğitbaşı, “Kod Afyon Projemiz bizim eğitim alanında hayata geçirdiğimiz bir proje, ben göreve yeni başladığımda da Afyonkarahisar’da basın mensuplarımızla bir araya geldiğimizde hep Afyon’daki eğitimden baktım serzenişte bulunuyorlar daha iyi noktalara nasıl gelebiliriz? diye, bu bana kalırsa okullardaki sadece müfredatla yapılabilecek bir şey değil. Okul dışında da çocukları aktivitelerle nasıl beslediğimiz, kendi önlerine açtığımız o pencereler, bir ufuk bir vizyon koyabilmek bu da çok önemli. Bunun içinde aslında kullanılmayan binalarımız, eski okullarımız onları biz tamir ettirdik, Milli Eğitim Bakanlığımızın desteğini aldık, hem ben Özel İdareden destekler sağladım hem de hayırseverlerimiz sürece dahil oldu. Sinanpaşa’da ilk açılışını yapmıştık, Bolvadin’de, Sultandağı’nda ve farklı ilçelerimizde şu anda tamamlanan Kod Afyon projelerine dahil atölyelerimiz var. Tamamlanacak olan Dazkırı, Evciler, Hocalar, Bayat, Çay gibi ilçelerimizde de şu an Kod Afyon çalışılıyor. Hem sanat atölyelerimizin, hem bilgisayarlı hem de bilgisayarsız kodlama atölyelerinin olduğu bir Kod Afyon adlı markalaştırdığımız bir projemiz doğmuş oldu. Çocuklarımızı gördüm çok mutlular. İl Milli Eğitim Müdürümüze buranın aktif çalışmasını istiyorum dedim. İl Milli Eğitim Müdürümüzde bütün beldelerde, köylerde bütün okulların haftada en az 1 gün derslerini orada yapmalarını sağlayacak bir çalışma planladı. Çocuklar oraya mutlaka gidecekler ve oradan faydalanacaklar. Bu da beni çok heyecanlandıran bir iş oldu” diye konuştu.

KİRAZ ALIM MERKEZİ

Vali Yiğitbaşı, “Genel itibariyle bu anlamda bizim çalışmalarımız, kadınlar, gençler ve çocuklar üzerine yoğunlaştı. Depremden dolayı hiç ekilemeyecek olan ayçiçeği ve nohut tohumlarının Afyonkarahisar’da ekilmesiyle ilgili 6 milyon TL’lik İl Özel İdaresi’nden tohum desteği sağladık. Ayçiçeği ve nohut tohumlarını dağıttık. Bundan da çok memnunlar vatandaşlarımız, çiftçilerimiz. Frig Vadisi’nde Demirli köyünde Kadın Ürünleri Pazarı çalışmamız var. O da yaza bitmek üzere, yine Sultandağı’nda Kiraz Alım Merkezi projemiz var. Kiraz ihracatında Kırca köyümüz çok önde ancak ihracatçılar geldiğinde onların satış alanlarına baktığında çok hijyenik bulmadıkları için çok fazla alım yapamıyorlarmış. Orada da 10’dan fazla kiraz alım dükkanını tamamlayacağız. O da o bölgeyi hareketlendirecektir” ifadelerine yer verdi.

“SAĞLIK ENDÜSTRİ BÖLGESİ PROJESİ AFYON’UN

DAHA FAZLA GELİŞMESİNİ SAĞLAYACAK”

Vali Yiğitbaşı, “İlham Veren Öyküleriyle Kadınlarımız Anlatıyor Projesi şöyle bir temel mantıktan doğdu. Devletimizin çok güzel destekleri var, TKDK’nın, ORKÖY’ün, Kalkınma Ajansımızın, KOSGEB’in farklı farklı çok güzel destekleri var. Bu projelerde kadınlar 10 puan, 20 puan önde başlatılıyor. Pozitif bir ayrımcılık var.  Bizde bunu bu projeleri uygulayanlardan dinlemek istedik. Çok güzel muazzam bir atmosfer oldu. Dolayısıyla neler başarılabildiğini, devletimizin kadınlarımızın arkasında olduğunu, kurumlarımızın farklı farklı alanlardaki desteklerini anlatmak nereden nereye gelen, pek çok kadınımızın olduğunu aramızda göstermek amacıyla Bolvadin’de, Sandıklı’da, Emirdağ’da yaptık programlarımızı, bunları sürdürmek istiyoruz. Sağlık Endüstri Bölgesi ile ilgili çalışmalarımız oldu. Afyonkarahisar için çok hayati bir proje, onunla ilgili yönetici şirketimizi oluşturduk. Birçok imzamızı kurumlarımızdan aldık. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımıza başvurumuzu yaptık. İnşallah süreçler tamamlandığında Sayın Cumhurbaşkanımızın da Sağlık Endüstri Bölgesi olarak burayı ilan etmesi sürecine geçeceğiz. Ondan sonra da bu bölge çok daha hareketli yurt dışından hizmet alımlarıyla yaşlıların, engellilerin rehabilitasyon süreçlerinde istifade edilecek alan olacak. Turizmle sağlığı birleştirerek Afyon’umuzun çok daha hareketlenmesini ivme kazanmasını ve gelişmesini sağlayacak bir proje olacak” dedi.

“TANITIM ÇOK ÖNEMSEDİĞİMİZ BİR ALAN”

Afyonkarahisar’da yeni hizmete açılan müze hakkında açıklamalar yapan Vali Yiğitbaşı, “49 bin 572 eser var şu anda bu müzede. Dışarıdan görünen ana bir alanı var. O bir Mevlevi dervişinin tennuresi olarak planlanıyor. O tennure ve üzerindeki 16 tane Türk devletini ifade eden kolonlar aslında sembolik olarak böyle bir anlamı var. Afyonkarahisar Konya’dan sonra Mevleviliğin ikinci merkezi olarak ifade ediliyor. Pek çok döneme ait eserlerin olduğunu görebilmek mümkün. Bölgemizin en büyük müzesi, aynı zamanda Türkiye’nin en büyük ve en önemli 5 müzesinden birisi. Sanatseverleri ve tarih severleri buraya bekliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın Afyonkarahisar’a gelişiyle açılışını yaptık ve o günden bugüne ciddi bir ziyaretçi akını oldu.  Tanıtım çok önemsediğimiz bir alan, Afyonkarahisar şehir olarak tarihiyle, kültürüyle, termaliyle, gastronomisiyle çok öncü, çok özgün bir şehir. Motokrosla, yapılan pek çok etkinlikle adından söz ettiren bir şehir ancak biraz daha bu şehrin tanıtımıyla ilgili farklı adımların atılması farklı yolların denenmesi gerektiğini düşündük. Hazırlattığımız kitapları çocuklarımıza dağıttık. Ayrıca deprem bölgesinde de bu kitapları dağıttık. İskenderun’daki çocuklarda Afyonkarahisar ile ilgili bu kitaplar sayesinde bilgi sahibi oldu. Bu kitaplarla da biz şehrimizin kendine özgü tarihini, kültürünü, yemeklerini bir çok kendine özgü mekanını hikayeleştirerek anlatmak merak uyandırmayı istedik. Umarım amacına ulaşmıştır, çünkü ben ilk hediye ettiğimizde de çok güzel mesajlar aldım. Tanıtım çalışmalarımızla ilgili Ayazini’ndeki Tanıtım ve Karşılama Merkezi’miz devam ediyor. Orada hologramlar, elektronik ekranlar, fotoğraf alanları çok güzel farklı farklı teknolojilerle anlatan bir Tanıtım ve Karşılaşma Merkezi yapılıyor.10 tane de siluet projesi adında videolarımızı yaptırdık. Bunlar Kocatepe, Şuhut’taki Atatürk Karargahı, Karahisar Kalemiz, farklı farklı şehrimiz için çok önemli mekanların enstrümantal müzikle tanıtımı üzerinden gitti. Milli Eğitim Bakanımızın şehrimizi ziyaretlerinde Gastronomi Enstitüsü ve Olgunlaşma Enstitüsü açılsın denmişti. Bakanımızın böyle bir sözü oldu. İnşallah ilerleyen süreçlerde biz uygun bir ortam hazırlayıp Gastronomi Enstitüsü ve Olgunlaşma Enstitüsünü açmak ve bölgeye aynı zamanda kadınlarımıza, kendi kültürümüze, el sanatlarımıza, gastronomimize sahip çıkarak bunları da tüm Türkiye’ye ve Dünya’ya anlatmak istiyoruz” diye konuştu.

“BİR GÖNÜL KÖPRÜSÜ KURMUŞ OLDUK”

Vali Yiğitbaşı, “Bir yıl çok çabuk geçti, 1 yıl şehri tanımayla hem mesleğin içine yeni girmiş bir vali olarak mesleğin gerekliliklerini yapmayla kendi önceliklerini şehrin önceliklerini birleştirmeyle yeni bir ekiple, önceden tanımadığı bir ekiple çalışmayla bunların hepsiyle geçmiş oldu. Gerçekten güzel bir sinerji ve enerji oluşturduğumuzu, samimi bir hissiyat yarattığımızı görüyorum. Bundan memnun oluyorum. Vatandaşlarımızın, Afyonkarahisarlıların deprem bölgesine yaptığı yardımlar için 900 tıra yakın gıda, insani yardım göndermişiz. Farklı zamanlarda 3 ayrı uçak gönderdik. Hem uçaklarımızla, hem tırlarımızla, kamyonlarımızla bir çok bölgeye çok fazla yardım ilettik. Vatandaşlarımızın bu konudaki hassasiyeti, cömertliği, gönüllerinin genişliğinden dolayı hepsine çok teşekkür ediyorum. Afyonkarahisar’da çok öncü bir rol oynadık, biz bir gönül köprüsü kurmuş olduk orada” dedi.>>>Gazete3