Günebakan Köyü’nde hayvancılık yapan Murat Kamay, “Biz peynirimizi 100 TL’ye satıyoruz, ama şu anda marketlerde aynı peynir 300-350 TL arasında satılıyor. Yem, çoban maliyetleri ve diğer giderler arttı, fakat biz bu fiyat farkından faydalanamıyoruz” dedi. Kamay, yaylaya çıkıp yedi ay boyunca peynir ürettiklerini ancak satıcıların düşük fiyatlarla aldıkları peynirleri çok daha yüksek fiyatlarla sattığını ifade etti.
Bir diğer üretici Mustafa Erdoğan ise, yem ve çoban maliyetlerinin oldukça yüksek olduğunu ve bunları karşılamanın zorlaştığını vurguladı. “Çoban bulmak bile sorun oldu. En düşük çoban maaşı 50-60 bin TL arasında değişiyor” diyen Erdoğan, üreticinin maliyetlerini karşılayabilmesi için peynirin fiyatının arttırılması gerektiğini belirtti.
Tulum peynirinin ticaretini yapan Hacı Genç ise, fiyat farkının aracıların cebine girdiğine dikkat çekti. “Peynirin kilosunu biz 100 TL’ye alıyoruz, ancak maliyetimiz 180 TL’yi buluyor. Ama marketlerde bu peynir 300-350 TL arasında satılıyor. Aradaki fark, aracılara ve tüccarlara yarıyor” dedi.
Yaylada uzun süre çalıştığını anlatan İlhan Koyun ise, emeğinin karşılığını alamadığını belirtti. “Yedi ay boyunca koyun otlattık, peynir ürettik. Ancak satıcılar peynirimizi çok düşük fiyatla alıp, yüksek fiyatla satıyorlar. Bizim için bu ekonomik koşullarda 100 TL’ye peynir satmak oldukça zor” diye konuştu.
Erzincan merkezde şarkütericilik yapan işyerleri de bu fiyat farklarını gözler önüne seriyor. Nusret Sürcü, kendi dükkanlarında tulum peynirinin kilosunun 350 TL’den satıldığını belirtirken, Murat Baydil, üretim tesislerinde yapılan derili tulum peynirinin fiyatının 400 TL’ye kadar çıktığını ifade etti.
Üreticiler, tulum peynirinin üretim sürecindeki emeğin ve maliyetlerin daha adil bir şekilde karşılanması gerektiğini dile getiriyor. Hem üreticiler hem de tüketiciler için çözüm bekleyen bir sorun haline gelen fiyat farkları, sektörün yeniden düzenlenmesini zorunlu kılıyor.