Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Tuncer Günay

ADALET, DAVA VE TİCARET ADAMI: SEDAT CENGİZ

Baştan uyarayım. Bu çalışma, bir kurumun ya da kişinin reklam yazısı değildir. Zira o kurum kendi yolunda zaten doludizgin gittiği için,  reklama hiç ihtiyacı yoktur. Kişi ise artık hayatta olmayan bir efsanedir. Onun davasını ve işlerini şimdi evladı devam ettirmektedir. Bu yazının manası,  karakterini ve ahlâkını çok beğendiğim, ticaret ve iş hayatına sıfırdan başlayarak büyük bir marka efsanesi yaratan girişimci, cesur, mücadeleci bir ticaret ve dava adamına karşı bir vefa ve hürmet borcunun onun ruhuna teslim edilmesidir.

Bir adam düşünün ki, Antalya’nın Güllük Caddesi’nde,  bir dükkânın önünde açtığı geniş bir şemsiyenin altında, yağmura güneşe ve rüzgâra aldırmadan, küçük bir seyyar torna aletinde anahtar yapmaya çalışarak geçimini sağlamaya çalışsın. O bir metrekarelik alanda işlerine biraz daha çeşitlilik katmak ve evine biraz daha fazla para götürebilmek için çakmak gazı doldurmaya ve şemsiye tamir etmeye de başlasın. Antalyalılar onun küçük bir anahtar yapma tezgâhıyla durduğu noktaya “Anahtarcı Sedat’ın Yeri” diyorlardı. Herkesi güler yüzüyle ve nezaketle selâmlayan ve karşılayan, işini temiz ve dürüst yaptığı için kısa zamanda Antalyalıların güvenini ve saygısını kazanan anahtarcı Sedat, tezgâhın önüne küçük bir levha da asmıştı. O levhada da Anahtarcı Sedat’ın Yeri yazıyordu. Unvanı da zaten o levhadan geliyordu.

Bugün 80 şubeye ulaşmış olan ama bu satırları yazdığımda belki bu sayıyı da aşmış olan TAHTAKALE Spot mağazalar zincirinin sahibi olan Sedat CENGİZ’in bir efsaneden farksız olan yükselme öyküsü işte o küçücük seyyar anahtar ve çakmak tamir tezgâhının olduğu yerde başlamıştı. Şiddetli yağmurlarda ıslanıyor, soğukta üşüyor, nem ve sıcak altında su gibi terleyip bunalıyor ama O, oracıkta tüm müşterilerine değer vererek, anahtarlarını yapıyor, bozuk kilitleri tamir ediyor, çakmaklarına gaz dolduruyor veya  şemsiyelerini tamir ediyordu. Önüne tezgâh kurduğu dükkânın sahibi,  gün görmüş, edepli, imanlı ve merhametli bir insandı. Ahlâkını ve karakterini çok beğendiği Sedat Cengiz’i sevip sayıyor, dükkânımın önünü kapatıyorsun gibi gerekçeler öne sürerek huzurunu ve keyfini kaçırmıyordu. İlişkileri çok iyiydi. Dükkân sahibi bir yere gidecek olsa, ‘Benim bir işim var. Dönene kadar dükkâna mukayyet ol, müşterilerle ilgilen Sedat.’ diyerek her şeyini ona emanet ediyordu. Ancak çok büyük bir kazanç getirmese de haline şükrederek yaptığı bu küçük ama istikrarlı ve huzurlu işi, ne yazık ki, 1993 yılında dükkânın el değiştirmesiyle bozuldu. Dükkânı devralan, tahammülsüz davranışlarıyla Sedat Cengiz’i huzursuz eden yeni sahibi, işyerinin önünü kapatıyor, kalabalık toplanıyor, müşterilerim bundan rahatsız oluyor diyerek hışımla oradaki tezgâhı kaldırır. Askerlikten döndüğünden beri, 7 yıldır hiç kimseye zarar vermeden, hiç kimsenin ekmeğine mani olmadan, hep aynı noktada edep ve hürmetle müşterilerine hizmet veren Sedat Cengiz, bu olaydan çok müteessir olmuştur. Ancak her musibette bir hayır da vardır deyişi burada da hükmünü gösterecektir. Mütevekkil ve imanlı bir insan olan Sedat Cengiz, ‘Bu da geçer ya Hû.’ Diyerek durumu tevekkülle karşılamıştı ama bir iş bulmak için bir şeyler yapması gerekiyordu.

Bu durumla karşılaşmak Sedat Cengiz için aynı zamanda işsiz kalmak anlamına da gelmekteydi. İşi seyyardır, başka yerde de dursa olur belki ama çok kırılmış ve gücenmiştir. Ayrıca bir ailesi vardır ve ailesine bu işle daha iyi ve müreffeh bir hayat sağlayamayacağını idrak etmiştir. Daha kalıcı ve sağlam temelli adımlar atmalı, ailesinin geleceğini teminat altına almalıdır. Birkaç gün kafası bunlarla meşgul bir halde dolaşır, gezer, dostlarından akıl alır, ne yapacağına karar vermeye çalışır. O yıllarda tüm gençleri önüne katan ideoloji ve dava rüzgârları Onu da önüne katmış, sürüklemektedir.

Seyyar anahtarcı Sedat Cengiz’in de elbette ki, bir siyasal davası ve idealleri de vardır. Ta lise yıllarının başından beri Necmettin Erbakan’ın Millî Görüş davasının peşinden gitmektedir. İnançlı bir Milli Görüşçü, mücadeleci bir Akıncı ve İslâmcı bir mücahittir aynı zamanda. İşte o Millî Görüş çevresinden samimi ve bilge birkaç dostu, ‘Sedat,  böyle seyyarla meyyarla hayat yürümez. Yerinde sayar durursun.  Sen ticareti de iyi yaparsın. Neden kendine sabit bir işyeri açmıyorsun. Şöyle ufak bir dükkânla başla hele. Sonrası Allah kerimdir. Biz de korur kollar destekleriz seni.’ derler. Sedat Cengiz’in bu fikirlere aklı yatmıştır. O andan sonra artık seyyar tezgâhla çalışma işini sonlandırmaya karar verir.

Sedat Cengiz sadece iş insanı değil, gençlik yıllarından beri inançlı ve oldukça donanımlı bir MİLLÎ GÖRÜŞ Akıncı’sıdır. Son nefesine verene kadar davasını yaymak için fedakârca bir gayret göstermiştir. (Resim 01.01.2023 tarihli Gün Haber’den alınmıştır.)

Yaptığı seyyar işte,  iyi ahlâk ve karakteriyle tanınmıştır. Antalyalıların gönlünde iyi bir iş şöhreti vardır. Ayrıca daha ilkokul yıllarında iken köyüne kasabadan gazoz getirip satarak ticaret yapmaya başlamıştı. Askere gitmeden önce, Antalya İmam Hatip Lisesi’nin son sınıfındayken bir kırtasiye dükkânı açmışlığı ve İstanbul’dan getirdiği kitapları orada satmışlığı da vardır. Askerdeyken alay kantinine de bakmış, toptancılardan kantine ve karargâh tabldotuna malzeme alma görevi de yapmıştı. Yani ticarete o kadar yabancı değildir aslında. Öyleyse Akıncı dostlarının tavsiyesine uyarak artık bir dükkân açmalı ve bismillah deyip yola öyle revan olmalıydı. Nitekim tam da öyle yapacaktır. Pekiyi dükkân açmak için sermaye meselesi ne olacaktı? Elinde yeterli birikim yoktur ama Allah yürü ya kulum demiştir bir kere. İşte O meseleyi çözmede, Allah’ın inayetiyle fedakâr ve saygıdeğer hanımı devreye girecektir. Hanımına dükkân açma niyetini açar açmaz,  hanımı daha bahsi geçmeden kolundaki bilezikleri çıkarır ve sermaye yapması için hepsini şak diye Sedat Cengiz’in önüne koyar.

Artık TAHTAKALE Spot Mağazalar zincirine doğru son süratle gidecek olan trenin ilk  ray hattı döşenmeye başlayacaktır. Akıncı mücahit, ilk önce 1993’te, Teomanpaşa’da birinci  perakende dükkânını açtı.  1994 yılında Güllük 100. Yıl Kavşağı’nda ikinci perakende dükkânını, 1995 yılında da Şarampol Caddesi’nde üçüncü perakende dükkânını açtı. Bu dükkânların başına da hepsi de Millî Görüşçü dava arkadaşlarından olmak üzere çok güvenilir insanları koydu. Bu dönemde Anadolu’daki esnafa da toptan ürünler veriyordu. Fakat Kayseri’deki bir esnafın işleri iyi gitmemişti. Bu nedenle ödemeleri yapamıyordu. Telefonlara da çıkmıyordu. Bunun üzerine Sedat Cengiz Kayseri’ye gitti ve o sıkıntılı esnafı buldu. Adamla konuşunca, onun batmak üzere olduğunu hatta kaçmaya hazırlandığını anladı. Esnafla konuşarak malları iade etmesini söyledi. Zarar ziyanla da olsa aynı gün malları geri aldı. Fakat ürünlerin ambalajları açıldığı için, değerleri üzerinden satılmasının mümkün olmayacağını gördü. Bunu üzerine ürünleri Antalya’ya getirdiğinde, hepsini üç dükkânına dağıttı ve bunları İstanbul Tahtakale piyasasında yaygın olan bir usulle, ‘Ne alırsan 1 lira’ yöntemiyle satmaya başladı. Buna inanılmaz bir rağbet olmuştu. Dükkânların cirosu bir anda 15-20 kat artmıştı. Bunun üzerine bu sistemi temel yaklaşım olarak benimseyerek yeni mağazalar açmaya başlar.

Devamı yarın Gazete3’te