Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Selcen Dilek ÇÖYGÜN

Adını siz koyun…

Sokaklarda yaşayan veya sokaklara terk edilmiş hayvanlar. Sahipsiz ve kimsesiz bırakılmış, korumasız, güvenceden yoksun, yaşam hakları sürekli şekilde tehdit altında bulunan hayvanlara deniyor.

Sokak hayvanlarının kanunda yer alan sorumluluğu hangi kurumun görevi derseniz; yerel hayvan koruma görevlileri ve gönüllü kuruluşlar ile işbirliği yaparak sahipsiz hayvanların kontrolünü takip etmek, İl Çevre ve Orman Müdürlüğü’nün görev ve sorumlulukları arasında yer alırken, yine kanuni düzenlemelerde sahipsiz hayvanlar tarafından oluşan zararlar bakımından idare, yani ilgili belediyeler sorumlu tutulmuştur. Sokak hayvanları için barınaklar kurup onları rehabilite etmek mevcut yasalara göre belediyelerin sorumluluğunda olup görevi yerine getirmeyen belediyeler için herhangi bir yaptırım olmadığı ortadadır…

Bu nedenle birçok belediye ne sokaktan hayvanları topluyor ne barınak yapıyor ne de gerekli sosyal sorumluluk duyarlılığı ile hassas yaklaşıyor. Belediye sınırları içinde yaşayan tüm sahipsiz, başıboş hayvanların ve vatandaşların veteriner halk sağlığı hizmetlerinden yararlanmasının sağlanması, sahipsiz hayvanların tedavi aşı ve ameliyat giderlerinin belediyeler tarafından karşılanması gerekirken; şimdilerde gündem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, parti grup toplantısında başıboş sokak köpekleriyle ilgili düzenlemenin ayrıntılarını paylaşması oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Sahipsiz köpeklerin sahiplendirilmesini amaçlıyoruz. Köpek bakım evi olmayan yerlerde bakım evleri kurulacak. Sahipsiz hayvanlar sahiplendirilene kadar bu bakım evlerinde tutulacak.

Özellikle hayvan severlerin bu süreçte daha fazla sorumluluk alacağına inanıyorum. Eğer bunu başarabilirsek bir sonraki adıma gerek kalmayacağına inanıyorum” demesi hayvanseverlerin yanlış algı ile bir hayvan soykırımı yapılacakmışçasına bir tepkiye yol açtı. Oysa ki Adalet Bakanı Yılmaz Tunç “Sokak hayvanlarını uyutacak mısınız?” sorusuna “Hayvanları Koruma Kanunu çıkaran bir iktidarız. Hayvanları eziyet edenlere yönelik cezaları artırmıştık. Hassasiyetimiz devam ediyor.

Çocuklara, yaşlılara, saldırıları da önlemek lazım. Bir yasal düzenleme ihtiyacı olduğu açık. Hem hayvanlarımızı koruyalım hem insan sağlığını tehdit edecek durumları kaldırmak lazım” demişti.

Ben de bir hayvansever olarak, evimde sahiplendiğim hayvanlar ve çocuklarımla yaşıyorum.

Sahipsiz hayvanların saldırılarında idari sorumluğu meselesi son zamanlarda sık şekilde tartışılmaktadır. Bir hayvansever ve evimde çocuklarımla birden fazla hayvanı sahiplenen bir vatandaş olarak, sahipsiz hayvanların sorunları bu kadar sık gündemimizdeyken sahibi olan hayvanların sorunlarına da değinmek gerek diye düşünüyorum. Önce canlı yetiştirmeyi bilmeliyiz. İnsan ya da hayvan diye ayırt ettiğimiz bu evren sadece biz insanların değil hayvanların da hakkı.

Hayvan sahiplenen kişi, hayvanı barındırmak, hayvanın türüne ve üreme yöntemine uygun olan davranış ve ihtiyaçlarını temin etmek, sağlığına dikkat etmek, insan, hayvan ve çevre sağlığı açısından gerekli tüm önlemleri almakla yükümlüdür.

TBMM’de 9 Temmuz 2021 tarihinde Hayvanları Koruma Kanunu ile Türk Ceza Kanunu’nda değişiklik yapmış, yapılan yasal düzenlemede hayvanlara yönelik işkence, kötü muamele, hayvana yönelik cinsel istismar ve tecavüz gibi hak ihlalleri suç kapsamına alınarak hapis cezası getirmiştir.

Peki bizler sokak hayvanlarını korumak için neler yapıyoruz? Eminim gerçekten Allah korkusu olan her vicdanlı insan; Kapısının önüne bir kap su bırakabilir, öğünlerini onlarla da paylaşabilir, güvenli alanlar hazırlayabilir, belediyelerin veterinerlik hizmetlerinden yardım alabilir, hayvan bakımevlerine destek olabilir…  Örnekleri çoğaltabiliriz.

Biz insanoğlu tek başına yaşayan bir varlıklar değiliz.  Başka canlılar ile hayatını sürdüren bir varlığız. İnsan sosyal varlıkken hayvanlar bilmem farkında mısınız sosyalleşmemizdeki etken canlılar oldular.

Bakınız Kuran-ı Kerim hayvanlar için Enam Suresi 36. ayette Allah, “Yeryüzünde yürüyen bütün hayvanlar ve kanatlarıyla uçan bütün kuşlar da ancak sizin gibi birer ümmettir” buyururken güçsüz insana sahip çıkmayı, korumayı kollamayı, haklarını gözetmeyi emreden Türk Anayasası, güçsüz ve sahipsiz hayvana sahip çıkmak adına her türlü süreci yasalaştırmış.

Bu durumda önce ilgili idari yönetimlerimize ve aynı şekilde biz vatandaşlara da sorumluluk düşüyor.

Şu sözlerle de yazıma son vermek isterim.

“Balığa denizden başkası azaptır”’

Her canlının evrende yeri vardır. İnsana da hayvana da sahip çıkmak görevimiz.

Esen kalın…