Nöbetçi Eczaneler
Geçen hafta Gazeteciler Cemiyeti Olağan Genel Kurulu’na katıldım. Eski başkan Sezer Küçükkurt Belediye Başkanı adaylığı için istifa etmişti. Yönetim kurulu gazeteci İsmail Akar’ı başkanlığı getirdi. Cemiyetin olağan kongresi öncesinde yaşanan tartışmalardan sonra İsmail Akar başkanlıktan ve cemiyetten istifa ederek ayrıldı. Bir çok üye sosyal medyadan istifa edeceğini açıkladı. Daha sonra İsmail Akar ve arkadaşları Afyonkarahisar Basın Cemiyeti adı altında bir dernek kurdular.
Bu dernek bir heyecan yaratmadı ama zaman neyi gösterir bilmiyorum.
Ben yedi yıllık meslek hayatımda bir çok medya patronu ile çalıştım. İki tarafta da iyi dostlarım var.
Afyonkarahisar Basın Cemiyetinden bir teklif almadığım için üye olmadım. Afyonkarahisar Gazeteciler Cemiyeti’nde üyeliğim devam ediyor. Olağan genel kurul için Afyon Gazeteciler Cemiyeti’nin toplantısına katıldım. Genel kurulu yönetmek için divan kuruluna Mahmut Emin Birliktir başkan seçildi. Bir çok dernekte faaliyet gösteren Birliktir başkan artık eski performansını kaybetmiş. Baştan söylenmesi gereken konuları unutarak daha sonra dile getirdi. Genel kurulda söz alıp konuşan üyeler maalesef gazetecilikten habercilikten gazetecilik etiğinden hiç bahsetmediler.
En önemli gündemleri geçmiş başkanı eleştirmek ve gazetecilere TOKİ‘den ev sahibi yapmaktı. Hatta Mehmet Abdioğulları şaka ile karışık gazetecilere villa istedi.
Önceki başkanı eleştiren dostlara şunu söylemek isterdim ilk taşı günahsız olanınız atsın. Ayrıca söz alıp asıl konuşulması gereken gazetecilik habercilik konusunu işlemek istedim. Ortam söz almaya uygun değildi o nedenle buradan yazmak istedim.
Tüm dünyada ve ülkemizde gazetecilik mesleği büyük rekabetlere sahne olurken. Medya dünyası kendisini geliştirecek yeni atılımlarla uğraşırken Afyonkarahisar medyası yıllar öncesi bölünmüşlük ortamına tekrar dönmüş durumda. Gazetecilik mesleğine yeni başlayan gençlere örnek olacak haberciler maalesef söz sahibi değil. Resmi kurumlardan ve sivil toplum kuruşlarından gelen bültenleri olduğu gibi gazeteye geçirmek günümüzün en sıkıntılı hadisesi. Gazeteciler toplantıdan toplantıya koşuyor ellerine verilen hazır bültenleri haber yapıyor etliye sütlüye dokunmuyor. Duayen! gazeteciler kafelerde tavla ve sohbetle günlerini geçiriyor. Meydanlarda sokaklarda bir çok özel haber yapılabilecek konular var. Aslında vatandaşın haberciden beklediği kendi göremediği duyamadığı olayların aktarılması.
Çarşamba günü Kent Meydanında Dünya Uyuşturucu ile Mücadele Günü nedeniyle iki saatlik özel bir etkinlik yaptık. Maalesef bilgi vermeme rağmen bir tane gazeteci gelmedi. Programdan sonra özelden haber metni isteyenler oldu.
Gazeteciler mesleki olarak toplumda kendilerini değerli hale getirmek istiyorlarsa mesleklerini en iyi şekilde yapmalıdır.
Uyuşturucu ile mücadele konusu ülkemizde en garip konudur.
Gerekli desteği hiçbir zaman görmez. Sadece canımız yanarsa hatırlarız.
Burada hakkını yemeyelim Burcu Köksal başkan sağolsun bizleri ziyaret ederek desteklerini bildirdi.
Yeşilay Başkanımızı davet ettik ama gelemedi maalesef.
Uyuşturucu ateşi yuvanıza düşmeden aklınızı başınıza alın.