Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mustafa Etikoğlu

Çıldır Gölü/KARS

 

 

Çıldır Gölü, 123 km2 alanı ile Doğu Anadolu Bölgesi’nin en büyük tatlı su ve en büyük ikinci göldür. Deniz seviyesinden 1959 metre yükseklikte bulunan gölün en derin noktası 42 metredir. Çevresi ise yaklaşık 60 kilometredir.

 

Çıldır Gölü, bir lâv akıntısı ile bir moloz mahrutu tarafından müştereken meydana getirilmiş bir doğal set gölüdür.Birçok dere ve pınarlarla beslenmekte olan gölün tek çıktısı kuzey batısında yer alan Ermenistan sınırında bulunan Arpaçay kolu olan Telek Çayı’dır. En büyük olanı Akçakale harabelerinin yanında yer alan adadır. Göl etrafında çok az bitki örtüsü gelişmiştir ancak gölü çevreleyen otlaklarda yoğun hayvancılık yapılmaktadır.

 

Yılın dört mevsiminde yapılabilen balıkçılık yöre halkı için önemli bir ekonomik gelir kaynağı teşkil etmektedir. Gölde balıkçılık önemli bir insan aktivitesi olup, kışın buz tutan gölde kalın buz tabakası kırılarak balık avlanmaktadır. Gölde yakalanan en önemli balık türü (aynalı) Sazan (Cyprinus carpio). Ancak kurak geçen mevsimlerde, göl seviyesi hızla çekilmekte ve bu nedenle sazan gibi türlerin üremesi için gerekli sazlıklar daralmaktadır. Bununla beraber, birçok balıkçının yasaklara uymayarak kontrolsüz avlanmaları balık stoklarını olumsuz etkilemektedir.

 

Gölün sadece kuzey batısında seddeyle ayrılmış bataklık ve sulak çayırlar bulunur. Genelde göl çevresi mera vasıflı olup, sert bölge iklimi tarıma olanak vermez. DSI tarafından gölü beslemek amacı ile yapılan derivasyon tünellerinin hem diğer havzalardaki kirlilik yükünü göle taşıması, hem de hayvancılık açısından çok önemli çayırların kurumasına neden olması mümkündür. Ayrıca inşaatı henüz tamamlanmamış olan Kuzey derivasyonunun Çıldır’ın çok önemli çayırlığı olan Karaçay ovasının ot verimini ciddi boyutta etkilemesi söz konusudur.

 

Göl ve çevresindeki tarım alanlarında kullanılan tarımsal kimyasalların (özellikle de yüksek oranda azot içeren gübrenin) bilinçsizce ve yörenin ekolojik ve iklimsel koşulları göz ardı edilerek kullanılmasının göl üzerindeki kötü etkileri belirtilmektedir.

 

Kontrolsüz ve aşırı avlanma,

Erozyon ve

Yüksek besin girdisi

Çıldır Gölü için tehdit oluşturmaktadır. Gölde aşırı bir kirlilik gözlenmemesine rağmen yine de artan bir evsel kirlilik göze çarpmaktadır. Adalardaki insan baskısının artması bu alanları kuluçka için kullanan türleri olumsuz etkilemektedir. Yapımı planlanan otel ise yeniden gözden geçirilmelidir. Son yıllarda artan turizmle birlikte insan baskısı artmış ve turistik tesisler inşa edilmeye başlanmıştır.

Çıldır gölü, yakın bir zamana kadar zaman zaman kapalı bir havza halinde kalmıştır. Ancak Pleistosen’in plüviyal devrelerinde gölün fazla suları kuzeybatıdaki Gölbelen köyündeki 1970-1975 m. Yüksekliğindeki gedikten Çıldır havzasına, oradan da Kura Nehri’ne akmıştır. Öte yandan, gölün kuzey kesiminde 2.000 m. Civarında yerli kaya taraçaları ve sahanlıklar bulunmaktadır. Bu sahanlıklarda yassı çakılların varlıkları plüviyal devrede gölün en az 2000 metreye kadar yükseldiğini göstermektedir.

 

Halihazırda Çıldır Gölü güneyde bazaltlar üzerinde açılmış bir “taşma boğazı” vasıtasıyla Arpaçay’a kavuşmaktadır. Çıldır Gölünün kuzeyindeki Çıldır havzası da Kura’nın kollarından olan Kocaçay tarafından kapılarak Kura Nehri’ne bağlanmıştır.

 

Jeolojisi

Gölün güneyinde ve kuzeyinde Pre-Neojen temel üzerinde milli, kumlu, çakıllı tabakalarla ardalanmalı olarak istiflenen volkano-sedimanter formasyon uzanmaktadır. Gölün kuzeyinde, bu formasyon batıya doğru eğimlidir. Bu formasyonun üstüne yer yer oturan bazaltların yaşı muhtemelen miyosendir. Göl sahasının doğu ve batısında ise volkano-sedimanter formasyonu örten kalın bazalt kütleleri yer almaktadır. Bunlar kuvarterner başlarında merkezi püskürmelerden meydana gelmiştir. Gölün güneyinde ise, volkanik formasyonu örten ve aşınmadan korunmuş adalar halinde Pliyo Kuvarterner göl çökelleri uzanır. Kuzeyde Çıldır Ovası’nın kenarlarında kumlu, çakıllı, killi, marnlı göl çökelleri yaygındır. Çıldır Ovası’nda ise, kalın bir alüvyal örtü bulunmaktadır.

 

Gölün bulunduğu bölgenin temeli ise, oligosenden daha genç tüf, bloktüfü, andezitik ve bazaltik akıntılarla marn ve konglomeralardan oluşmaktadır. Bu serinin üstünde, Kuvaterner’e atfedilen bazaltik volkan grupları yükselmektedir.

 

ÇILDIR GÖLÜ FESTİVALİ

İlki 2013’te yapılan Çıldır Kristal Göl Uluslararası Kış Şöleni, her yıl Şubat ayında gerçekleşiyor. Bölge halkının ve çevre ülkelerden gelen ziyaretçilerin katıldığı festivalde; donmuş buz üzerinde atlı kızak, atlı okçuluk, cirit, buz pateni gibi sporların yarışları yapılıyor.

 

Festivalde ata sporları yarışlarının yanı sıra aşık atışmaları, folklor dansları ve çeşitli yöresel performanslara da denk gelebilirsiniz. Çıldır Kış Şöleni’nin bu açıdan kültürel ve etnografik bir yönü de var.

 

Şölen tarihleri gölün donma durumuna ve hava şartlarına göre değişkenlik gösterebiliyor; ancak kesinleştiğinde belediyeden ve bölge yayınlarından mutlaka duyuruluyor.

Çıldır Gölü, Ardahan

ÇILDIR GÖLÜ VE ÇEVRESİNDE YEME İÇME ÖNERİLERİ

Çıldır Gölü’nde yeme içme önerisi olarak başta gölde yetişen sazan balıkları geliyor. Sarı sazan ya da sarı balık kızartması buranın en sevilen yemeği. Çıldır çevresinde yeteri kadar vaktiniz olacaksa, plana bir balık molası eklemekte fayda var!