Son zamanlarda adını sıkça duyduğumuz ve işletmelerimiz için oldukça önem arz eden iki terim: Dijital dönüşüm ve Sürdürülebilirlik. Dijital dönüşüm birçok yazar tarafından farklı şekillerde tanımlansa da genel anlamıyla firmaların, geleneksel işleyiş şekillerini değiştirerek daha çok teknoloji odaklı ve veri merkezli iş ortamına geçişleri olarak tanımlanır. Bir firmanın, var olan teknolojiyi kullanması dijitalleşmeyi, dijital teknolojiyi işletmenin tüm alanlarına ve iş süreçlerine entegre edip buradan pozitif dönüş veya otomasyon sağlamak ise dijital dönüşümü ifade etmektedir. Dijital teknolojinin toplumun her alanında kullanılmasının sonucunda ortaya çıkan dijital dönüşüm, dijital teknolojileri benimseyerek dijital veya iş stratejileri, pazarlama yaklaşımları, ürünler, hedefler gibi konuları yenilemek amacıyla iş dünyasını zorunlu kılan bir dönüşüm haline gelmiştir. Dolayısıyla dijital dönüşüm, iş dünyasının gündeminde stratejik bir zorunluluk olmuştur. Bu zorunluluğun nedenlerinin başında yasal zorunluluk gelmektedir. Yasal zorunluluk, Türkiye’de yasal olarak dijital dönüşümü zorunlu kılan bazı düzenlemeleri temsil etmektedir. İlgili sektör ve belirli bir büyüklük kriterlerine sahip işletmeler, bu yasal düzenlemelere uyum sağlamak amacıyla dijital ortamda iş süreçlerini yönetmeye başlamak durumundadır. Bu yasal düzenlemeler nedir diye soracak olursak; e-fatura ve e-defter, e-arşiv fatura, e-irsaliye, e-serbest meslek makbuzu, e-tebligat, kayıtlı elektronik posta şeklinde sıralayabiliriz. Dijital dönüşümün işletmeler için zorunlu olmasının bir diğer nedeni ise verimlilik, süreklilik, sürdürülebilirlik, rekabet ve karlılıktır. Bilindiği üzere KOBİ’ler ekonomimizin temel taşlarıdır. Ancak iş ortamında artan rekabet çerçevesinde ayakta kalabilmek ve büyüyebilmek KOBİ’ler için gün geçtikçe daha da zorlaşmaktadır. Bu aşamada KOBİ’lerin performanslarını ve verimliliklerini artırmaları gerekmektedir. İşte bu noktada devreye dijitalleşme girmekte ve dijitalleşme, KOBİ’lerin başarısı için kritik bir rol oynamaktadır.
Dijitalleşme, KOBİ’lerin iş süreçlerini optimize etmelerini, veri girişi ve analizi kolaylaştırmayı, işletmelerin zamandan ve maliyetten tasarruf etmelerini sağlar. İnternet ve mobil teknolojiler aracılığıyla müşterilerle daha yakın etkileşim kurma imkanı sağlar. Ayrıca dijitalleşme, KOBİ’lerin rekabetçi ve sürdürülebilir olmalarını ve karlılıklarını artırmalarını sağlamasının yanı sıra daha hızlı ve esnek iş yapma imkanı da sağlar. Dijitalleşme sayesinde işletmeler, hızlı kararlar alabilir, yeni pazarlara girebilir ve işbirliklerini genişletebilir.
Dijital dönüşüm aşamasına nereden başlanmalıdır? Bu sorunun cevabı olarak öncelikle dijitalleşme seviyenizin belirlenmesi gereklidir. Akabinde dijitalleşmeyi kurum kültürü haline getirmelisiniz ve son olarak dijital bir çözüm ortağı bulmalısınız. Dijital dönüşüm aşamasında odaklanılması gereken noktalar ise; çalışanların güçlendirilmesi, müşterilerin ilgisini çekmek, operasyonları optimize etmek ile hizmetler ve ürünlerdir. Dijital dönüşüm aşamasında bu alanlara odaklanabilmek için ise dijital dönüşüm araçlarını iyi bir şekilde bilmek gerekmektedir. Dijital dönüşüm araçları; temel seviye, orta seviye ve ileri seviye olmak üzere 3’e ayrılmaktadır. Temel seviye; yeterli internet altyapısının olması, işletmenin “web sayfası” ve “e-mail” adresinin olması, gelişmiş muhasebe programı kullanımı, sosyal medya kullanımı ve KVKK ve veri güvenliği alt başlıkları ile oluşmaktadır. Orta seviye; finans yönetim yazılımı, dijital pazarlama & e-ticaret çözümleri, üretim yönetim sistemlerinin otomasyonu, lojistik yönetim çözümleri, e-insan kaynakları yönetimi, müşteri hizmetleri yönetimi (CRM) ve bulut bilişim şeklinde sıralanmaktadır. Son olarak ileri seviye ise; nesnelerin internetini (IoT), artırılmış gerçekliği (AR), makine öğrenimini (ML), blok zinciri (BlockChain), yapay zekayı (AI), 5G teknolojilerini ve büyük veri analitiğini kapsamaktadır.
Dijital dönüşümü kabullenen ve bu çerçevede doğru bir yol haritası çizen firmalar, akıllı ve sürdürülebilir işletme olma yolundan ilerlemektedir. Tabii ki her firmanın dijital dönüşüm aşamasında çizdiği yol haritası, işletmelerin yapısal farklılıklarından dolayı değişiklik göstermektedir. Ancak burada tüm firmalar için geçerli olan hız, kalite ve verimin aynı anda sağlanabileceği dijital stratejinin belirlenmesidir. Firmaların kendilerine özgü dijital dönüşüm yol haritası çizmesi, onların bu alandaki yolculuğunu ve kazanacakları deneyimleri farklılaştırırken bu yolculukta değişmeyen tek şey; akıllı bir ERP (Kurumsal Kaynak Planlama) çözümüdür. İşte bu noktada en önemli bilgi, tek başına teknolojinin yeterli olmadığı ve sürdürülebilir teknolojilere ihtiyaç duyulduğudur. Sürdürülebilir teknoloji için ise ileri teknoloji üretiminin beşeri sermaye yatırımları ile desteklenmesi gerekmektedir. Ekonomide teknolojiyi kullanma kabiliyeti yüksek olan büyük işletmeler açısından teknolojik gelişmeler ve dijitalleşme süreci büyük avantajlar ve artan verimlilik sağlarken, bu teknolojiyi ve dijital araçları kullanma konusunda sınırlı imkanları olan küçük işletmelerin verimlilik artışları yavaşlamaktadır. Bu çerçevede, firmaların sürdürülebilir dijitalleşme aşamasında başarılı olabilmeleri için dijital araçları kullanabilen ve teknolojik gelişmeleri benimseyen firmaları beşeri sermaye konusunda destekleyerek küçük işletmelerin verimliliklerini artırmak adına çalışmalar yapılması önem arz etmektedir. Böylece, küçük ve orta ölçekli işletmeler için dijitalleşmenin getirdiği avantajlardan biri olan e-ticaret gibi geniş pazarlara ulaşabilme olanağından faydalanılması ve sürdürülebilir bir sistemin oluşturulması mümkün olacaktır.