Türkiye’de büyük seçime 16 gün kaldı. Büyük seçim diyorum. Çünkü ilk kez tüm liderler ve adaylar hep bir ağızdan tarihi bir seçim olacağını ifade ediyor. Peki, Dünya Türkiye’deki seçimleri nasıl yorumluyor ve kim kazansın istiyor? Türkiye son dönemlerde güçlü konumundan dolayı en dikkat çeken ülkeler arasında yer alıyor. Sahip olduğu jeopolitik konum gereği de siyasi olarak tüm Dünya ülkeleri tarafından stratejik önemde. Bu nedenle tüm dünya ülkeleri Türkiye’deki seçimleri fazlasıyla önemsiyor. Sonuçların ne olacağı bilinmezliğini koruyor olsa da Avrupa Birliği ve ABD Türkiye’deki seçimler hakkında tavrını ortaya koymaya başladı.
Bu kapsamda en net tavrı gösteren ülke Rusya oldu. Rusya Türkiye’deki seçimlerde kazanan ismin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmasını istiyor. Nitekim Rusya-Türkiye ilişkilerinin son 2 yılına dikkatle bakıldığında artan yatırımlar ve iki liderin dostluğu ön planda. Diğer yandan Türkiye’nin savunma sanayisindeki gücünü arttırmak amacıyla Rusya’dan almış olduğu S-400 orta menzilli hava ve füze savunma sisteminin aktif hale getirilmesi durumu da Rusya’nın Türkiye’deki 14 Mayıs seçimlerindeki kararını netleştirmiştir.
Türkiye-Rusya arasındaki işbirliği ile Mersin’de kurulan Akkuyu Nükleer Enerji Santrali de Rusya dışında kurulan ilk nükleer enerji santrali olması nedeniyle oldukça önemli ve gelecek dönemlerdeki politikalar için kıymetli. Avrupa Birliği’ne gelinecek olursa Türkiye’deki seçimler hakkında basına yansıyandan çok farklı düşüncelere sahipler desek yanlış olmaz. Çünkü Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim vaatlerini destekleyen konumda olsalar da arka pencerede durum bambaşka…
Nitekim Kılıçdaroğlu’nun vaatleri arasında yer alan ve sık sık dile getirdiği Suriyelileri geri gönderme politikasını kazanması halinde devreye koyacak olması Avrupa Birliği yöneticilerinin asla istemeyeceği bir durum. Bu kapsamda da olası bir geri gönderme durumunda Avrupa Birliği farklı yollardan gelebilecek olan göçmenlerden endişeli bir bekleyiş içerisinde yer alıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ülkedeki göçmenlere karşı yürütmüş olduğu mevcut politikaların gelecek dönemdeki siyasi adımlarda da uygulanabilir olmasından dolayı olası bir sistem değişikliğini istememektedir.
ABD’ye gelinecek olursa; Son dönemde her ne kadar Türkiye- ABD ilişkileri gergin bir zeminde ilerliyor olsa da Türkiye seçimlerinin sonucu ABD için de büyük öneme sahiptir. Özellikle NATO’ya üye olmak isteyen İsveç’in belirlenen vaatleri yerine getirmesi halinde üyeliğine kesin gözüyle bakılıyor olsa da yeni bir hükümet değişikliğinde yepyeni isteklerin masaya yatırılma ihtimali ABD tarafından asla istenmeyen bir durum olarak yorumlanabilmektedir. Buradan anlaşılacağı üzere seçimler Türkiye için olduğu kadar Dünya için de büyük öneme sahip… Görüldüğü gibi uluslararası ilişkilerde öncelik ülkelerin kendi menfaatidir. Stratejik bir konumda yer alan ve transit geçiş noktası olan Türkiye, her liderin dediği gibi kendi kaderini kendi belirleyecek. Memleket için hayırlısı ne ise sandıktan çıkan netice de o olsun…