Enflasyon ve Enflasyon Düzeltmesi Nedir?
Enflasyon, mal ve hizmetlere dair fiyat düzeyinin yükselmesi sebebi ile paranın satın alma gücünde meydana gelen düşüşü ifade eder. Enflasyon düzeltmesi ise; en yalın anlamıyla, işletmelerin mali tablolarda (uygulamaya göre şu anda sadece bilançolarda) yer alan parasal olmayan kıymetlerin, Türk Lirası değerlerinin tablonun ait olduğu tarihteki değerine yükseltilmesi işlemidir.
Enflasyon düzeltmesi ile mali tabloların uzun yıllar süren yüksek enflasyonun olumsuz etkilerinden arındırılması ve enflasyonun vergileme üzerindeki etkilerinin giderilmesi amaçlanmaktadır. Nitekim 213 Sayılı VUK’nun mükerrer 298. Maddesinde değişiklik yapan kanunun gerekçesinde, değişikliğin amacının, enflasyonun mali tablolar üzerindeki olumsuz etkisinin gidermek olduğu açıkça belirtilmiştir.
Enflasyon Düzeltmesi İlk Ne Zaman Uygulanmıştır.
Enflasyon düzeltmesi vergi sistemimize ilk kez 2023 yılında girmiş bir uygulama değildir. Enflasyon düzeltmesi ilk defa 5024 Sayılı Kanun ile VUK’nun mükerrer 298. Maddesinin değiştirilerek yeniden düzenlenmesi ve aynı kanunla 213 sayılı kanuna Geçici 25. Madde eklenmesiyle 01.01.2004 tarihinden itibaren yürürlüğe girmek üzere vergi sistemimizdeki yerini almıştır. Daha sonra 5228 sayılı kanunun 9.ve 11. Maddeleri ile 213 sayılı kanunun yukarıda anılan maddelerinde bazı değişiklikler yapıldı. Enflasyon düzeltmesi ilk olarak 31.12.2003 tarihli bilançolara ve 2004 yılı hesap dönemine (Geçici vergi dönemleri dahil) ait bilançolara uygulandı.
Enflasyon düzeltmelerine yön vermek amacıyla Maliye Bakanlığınca en son yayınlanan 555 no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile birlikte yedi genel tebliğ ve çok sayıda VUK sirküleri yayınlandı. Ayrıca Tek Düzen Muhasebe Sisteminde paralel bazı düzenlemelere gidildi.
2004 hesap döneminden sonra 2021 hesap dönemi sonuna kadar şartların oluşmaması nedeniyle enflasyon düzeltmesi yapılmadı. 2021 hesap dönemi sonunda enflasyon düzeltmesi şartlarının oluşmasına rağmen 213 Sayılı VUK’na 7352 Sayılı Kanunla eklenen geçici 33. maddeyle; geçici vergi dönemleri de dahil olmak üzere 2021 ve 2022 hesap dönemleri ile 2023 yılı geçici vergi hesap dönemlerinde 213 Sayılı Kanunun mükerrer 298. Maddesinin (A) fıkrası kapsamındaki enflasyon düzeltmesine ilişkin şartların oluşup oluşmadığına bakılmaksızın enflasyon düzeltmesine tabi tutulmayacağı, 2023 hesap dönemi sonuna ait mali tabloların ise mutlaka enflasyon düzeltmesine tabi tutulacağı belirtilmiştir.
Enflasyon Düzeltmesi Vergili mi Olacak Yoksa Vergisiz mi?
Kamuoyunda estirilen rüzgâr, yapılan enflasyon düzeltmelerinin vergisiz olacağı şeklindedir. Enflasyon düzeltmesi sadece 2023 dönem sonu bilançosuna uygulanacak olsa belki de bu öngörü haklıdır. Hatta bu düzenlemeden mükelleflerin kazançlı çıkacağı da söylenebilir.
Ancak, Maliye Bakanlığından yapılan açıklamada; Orta Vadeli Programda öngörülen enflasyon tahminlerinin dikkate alındığında, enflasyon düzeltmesinin enflasyon oranlarına bağlı olarak 2024, 2025 ve 2026 yıllarında da yapılacağının öngörüldüğü, enflasyon düzeltmesinin vergi matrahının azalmasına veya artmasına yol açabileceği belirtilmektedir. Orta Vadeli Programda öngörülen enflasyon oranlarının tutmaması halinde 2027 ve müteakip yıllarda enflasyon düzeltmesi yapılacağı tabidir.
Enflasyon Düzeltmesine Tabi Tutulacak Kıymetler
Satın alma gücü ile ulusal para değerindeki değişmeler göz önünde bulundurulduğunda, mali tablolarda yer alan kıymetler parasal kıymetler ve parasal olmayan kıymetler olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır.
Parasal kıymetler, ulusal para değerindeki değişmeler karşısında nominal değerleri aynı kalan ancak satın alma güçleri fiyat hareketlerine göre ters yönde değişen kıymetlerdir. Parasal olmayan kıymetler ise; ulusal para değerindeki değişmelere rağmen satın alma güçleri değişmeyen kıymetlerdir.
Parasal kıymetler enflasyon düzeltmesine tabi tutulmaz. Parasal olmayan kıymetlere ait olarak bilançoda görülen değerler, bilanço tarihi itibariyle bu kıymetlerin satın alma gücünü gösteren değerler olmadığından parasal olmayan kıymetler enflasyon düzeltmesine tabi tutulur.
Bilanço olarak şematize edecek olursak; bilançonun aktif ve pasifinde yer alacak parasal olmayan enflasyon düzeltmesine tabi kalemler aşağıdaki şekilde gösterilebilir.
AKTİF BİLANÇO PASİF
– Geçici Olarak Elde Tutulan Hisse Senetleri – Alınan Avanslar
– Stoklar – Alınan Depozito ve Teminatlar
– Verilen Avanslar – Yıllara Sari İnşaat Hakediş Bedelleri
– Maddi ve Maddi Olmayan Duran Varlıklar – Peşin Alınan Gelirler
– Mali Duran Varlıklar – Özsemaye Kalemleri
– Yıllara Sari İnşaat Maliyetleri Sermaye
– Gelecek Dönem Giderleri Sermaye Düzeltmesi Olumlu ve Olumsuz Farkları
– Yapılmakta Olan Yatırımlar Hisse Senetleri İhraç Primleri
– Verilen Depozito ve Teminatlar Hisse Senetleri İptal Karları
– Kuruluş ve Örgütlenme Giderleri Yasal Yedekler
– Aktifleştirilen Arge Giderleri Statü Yedekleri
– Özel Maliyet Bedelleri Olağanüstü Yedekler
– Maddi ve Maddi Olmayan Varlıkların Amortismanları Özel Fonlar
Yukarıdaki tabloda yer alan kıymetlerden verilen ve alınan depozito ve teminatlar ile avansların içeriğine bakmak ve parasal olmadığını doğrulamak gerekmektedir. Bilançonun pasifinde yer alan fonların ise parasal nitelikte olmayanları düzeltmeye tabi tutulacaktır.
2023 Yılı Dönem Sonu Bilançosunun Düzeltmesi Vergisizdir.
Mükellefler 2023 hesap dönemi için verecekleri kurumlar vergisi beyannamesine ekleyecekleri bilançolarını enflasyon düzeltmesine ilişkin hükümleri göz önünde bulundurmaksızın düzenleyeceklerdir. Bu çerçevede 2023 hesap dönemine ait vergi matrahını, düzeltme öncesi mali tablolara göre tespit edilen karları üzerinden hesaplayacaklardır. Dolayısıyla 2023 yılı vergiye tabi matrah enflasyon düzeltmesinden etkilenmeyecektir.
Diğer taraftan 555 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin 12. Maddesinde, 2023 hesap dönemi sonuna ait bilançonun, enflasyon düzeltmesine tabi tutulmasından kaynaklanan kar/zarar farkının, geçmiş yıllar kar/zararı hesabında gösterileceği, bu şekilde tespit edilen geçmiş yıl kârının vergiye tabi tutulmayacağı, zarar çıkması durumunda; geçmiş yıl zararı olarak dikkate alınmayacağı hüküm altına alınmıştır.
Bu açıklamalardan enflasyon düzeltmesi işlemleri sonucunda ortaya çıkması muhtemel kâr üzerinden vergi ödenmeyeceği enflasyon düzeltmesinin mükelleflerin ödeyeceği vergiye olumlu ya da olumsuz bir etkisinin olmayacağı anlaşılmaktadır.
İşletmelerin Sermaye Yapılarına ve Seçilen Stok Değerleme Yöntemine Göre Enflasyon Düzeltmesi Yapan Mükelleflere İlave Vergi Yükü Gelebilir
Mali tablolarda yer alan parasal kıymetlerin enflasyon düzeltmesine tabi tutulması daha az vergi ödenmesi anlamına gelmediği gibi; daha fazla vergi ödenmesine de yol açabilecektir. 555 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin 38. Maddesinde 2024 hesap dönemine ait vergi matrahının düzeltilmiş bilançoya göre tespit edileceği, geçici vergi dönemleri ve hesap dönemi sonu itibariyle oluşan kâr ya da zararın “Enflasyon Düzeltme Hesabı”nın bakiyesine göre hesaplanacağı belirtilmiştir. Bu durum 2024 yılında yapılacak enflasyon düzeltmelerinin vergi matrahını ve ödenecek vergiyi doğrudan etkileyeceğini göstermektedir.
Ancak, enflasyon düzeltmesinin etkisi işletmeden işletmeye farklılık gösterebilecektir. İşletme, aktifinde bulunan varlıklarını borçlanma yolu ile temin etmişse; vergi ödemek açısından enflasyon düzeltmesinden olumsuz etkilenecek, öz kaynaklarından temin etmiş ise; etkilenmeyecek ya da daha az etkilenecektir. Düzeltmeye tabi tutulan aktif hesapların işletmeye “gelir etkisi” pasif hesapların ise “gider etkisi” olacaktır.
Şimdi konuyu küçük bir örnek ile izah etmeye çalışalım :
(A) Anonim şirketinin 31.12.2024 tarihli bilançosunun aşağıdaki kalemlerden oluştuğunu başka bir işleminin olmadığını, enflasyon düzeltme/taşıma katsayısının 1,5 olduğunu kabul edelim
AKTİF
Maddi Duran Varlıklar : 1.000.000,00
PASİF
Banka Kredileri : 900.000,00
Sermaye : 100.000,00
Bu durumda işletmenin aktifindeki enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan artış (gelir etkisi) 500.000,00 TL, pasifindeki enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan artış (gider etkisi) 50.000,00 TL olmakta işletmenin kârı 450.000,00 TL olarak hesaplanmaktadır. Örnekte işletmenin başka bir işleminin olmadığı kabul edildiği için işletme 450.000,00 TL matrah üzerinden vergilendirmeye tabi tutulacaktır. Bu firmanın başkaca hiçbir işlemi olmasa bile bu değer artışından dolayı kurumlar vergisi ödemekle karşı karşıya kalacaktır. Bu durum ise varlıkları olan fakat, işletme nakit varlıkları, sermayesi ve öz sermayesi zayıf olan şirketlerin sürekliliğini olumsuz yönde etkileyecekir. Başka bir ifadeyle varlığını sürdürmek zorlaşacaktır.
Aynı işletmenin 31.12.2024 tarihli bilançosun aşağıdaki kalemlerden olduğunu ve düzeltme/taşıma katsayısının yine 1,5 olduğunu kabul edelim
AKTİF
Maddi Duran Varlıklar : 1.000.000,00
PASİF
Banka Kredileri : 100.000,00
Sermaye : 900.000,00
Bu durumda işletmenin aktifinde yer alan parasal olmayan kıymetlerin enflasyon düzeltmesine tabi tutulmasından kaynaklanan artış (gelir etkisi) 500.000,00 TL, pasifinde yer alan parasal olmayan kıymetlerin enflasyon düzeltmesine tabi tutulmasından kaynaklanan artış (gider etkisi) 450.000,00 TL olmaktadır. Bu durumda işletme 500.000,00 TL – 450.000,00 TL = 50.000,00 TL matrah üzerinden vergilemeye tabi tutulacaktır.
Verdiğimiz örnekten de anlaşılacağı üzere enflasyon düzeltmesinde sermaye yapısı ve öz kaynakları güçlü olan işletmelerin, öz kaynakları zayıf olan işletmelere göre daha avantajlı olduğu söylenebilir.
İşletmelerin stoklarını enflasyon düzeltmesine tabi tutmak için seçmiş oldukları yöntemin de ödenecek vergiye doğrudan etkisi olabilecektir.
Türkiye’deki şirketlerin sermaye yapılarının, genel olarak zayıf olduğu düşünüldüğünde: enflasyon düzeltmesi sonucu işletmelerin daha fazla vergi ödemesiyle karşı karşıya kalabileceklerini söylemek kahinlik olmaz sanırım. Şirketlerin, dönem sonunda, olumsuz bir durumla karşılaşmamaları için, şimdiden bazı tedbir almalarının ve vergi ödeme planlarını buna göre yapmalarının faydalı olacağını düşünüyoruz.
Ne Yapılabilir?
Yazımızın önceki bölümlerinde yaptığımız açıklamalardan 2024 yılı ve müteakip yıllarda yapılacak enflasyon düzeltmesinden sermaye yapısı zayıf olan işletmelerin olumsuz etkileneceği, bu tip işletmelerin daha fazla vergi ödemesiyle karşı karşıya kalabileceği anlaşılmaktadır. Peki şirketimizi bu durumdan kurtarmak için ne yapabiliriz?
Yapılması gereken en kısa sürede işletmelerde nakdi sermaye artışına gitmektir. Eğer işletmeniz sermaye şirketi yapacağınız nakdi sermaye artışı dolayısıyla Kurumlar Vergisi Kanunun 10. Maddesinin 1.fıkrasının (ı) bendinde yer alan hükümler çerçevesinde hesaplanacak tutarı kurum kazancından indirme imkanına da sahip olabileceksiniz.
Diğer taraftan işletmelerin stoklarını enflasyon düzeltmesine tabi tutarken eğer mümkün ise stoklarının gerçek değeri üzerinden enflasyon düzeltmesine tabi tutmalarının vergi ödemeleri açısından kendilerine vergi avantajı sağlayacağını söyleyebiliriz.
Sonuç Olarak;
Mükelleflerin yapacakları enflasyon düzeltmesinden olumsuz etkilenmemeleri ve sonraki dönemlerde cezai bir yaptırımla karşılaşmamaları için, işletmelerinin en kısa süre içinde, nakdi sermaye artışına giderek sermaye yapılarını güçlendirmelerinin, enflasyon düzeltme işlemleri ve sermaye artırım işlemlerini yapmak için profesyonel bir meslek mensubundan yardım almalarının faydalı olacağını söylemek isterim.