Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Kemal Baykara

Fareli köyün kavalcısı

Hayatın her aşaması ders niteliğinde. Her yaşta her zaman ders alabiliyoruz.

Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına seçilmesi ilk dersimizdi.

27 Mart 1994 yerel seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin çok güçlü adayları vardı. Yapılan anket ve yorumlara göre Erdoğan’ın kazanma şansı yoktu. Seçimlere günler kala o zamanın Show TV’si “Erdoğan hakkında şok bilgi az sonra” anonslarıyla dikkati çekiyordu. Kamuoyu da bizler gibi çok merak etmişti. Şok bilginin açıklanacağı saatte TRT laboratuvarında çalışıyorduk. TV kanalı “Erdoğan’ın İstanbul’da ruhsata aykırı binası var” dedi. Şok bilgi buymuş. Ben hiç şoka girmedim. Arkadaşlara “İBB’nin yeni Başkanı Recep Tayyip Erdoğan” dedim. Nedenini sordular. “İstanbul’un yüzde 60’ı imara aykırı, bu durumdaki vatandaşlar Erdoğan’ı seçer, sorunlarını çözmesi düşüncesiyle” dedim. Otuz yıl önce imara aykırı çok sayıda bina olan İstanbul aynı İstanbul değişen bir şey yok ama Erdoğan söylediğim gibi seçimi kazandı.

Gençler bilmez Erdoğan’ın güçlü rakipleri kimlerdi onları yazayım.

Demirellerin damadı İlhan Kesici, solun güçlü adayı sanatçı Zülfü Livaneli, önceki dönem başarılı görünen Belediye Başkanı Bedrettin Dalan, Necdet Özkan, Ahmet Vefik Alp ve Hasan Celal Güzel birbirinden güçlü adaylardı.

İlhan Kesici’nin 855.897, Zülfü Livaneli’nin 784.693, Bedrettin Dalan’ın 597.461, Necdet Özkan’ın 478.612 aldığı seçimde Recep Tayyip Erdoğan 973.704 oyla Belediye Başkanı oldu. Toplam 3.651.246 geçerli oyun kullanıldığı seçimde 117.807 oy farkıyla seçimi kazanmıştı.

Erdoğan’ın siyasetteki yolu bu seçimden sonra tamamen açıldı.

Siyasette aldığımız yeni dersin adı da Meral Akşener

Erdoğan’ın İstanbul Belediyesi’nde başarılı görülen çalışmaları sonucu Refah Partisi’nden ayrılıp AK Parti’yi kurması ve iktidara gelmesi ile devam etti.

İktidarın ilk yıllarında demokratik kararlar alarak, ekonomik krizlerden bıkmış toplumu dünyadaki para bolluğundan da faydalanarak rahat ettirmesi Cumhurbaşkanlığı’na kadar yükseltti.

2013 yılından sonraki AK Parti iktidarlarının hatalı kararları başka siyasi yolların aranmasına neden oldu. İlk etapta Meral Akşener ve arkadaşları MHP’de kongre yapıp yönetime talip olmak için olağanüstü kongre istediler. Burası uzun hikaye bunu geçiyorum. Kongre birçok haksız ve adaletsiz tutumla engellendi. 25 Ekim 2017’de İyi Parti’yi kurarak yollarına devam etmek istediler. Parti kurulduktan sonra da çok büyük haksızlıklarla karşılaştılar. Bu dönemde ben devlet memuruydum. Benim siyasete girmem yasaktı ancak eşim öğretmenlikten yeni emekli olmuştu. Eşimin İyi Parti’ye üye olup çalışmalara katılmasına karar verdik. Bir yıl sonra ben de emekli oldum partiye katıldım. Bir yerel bir genel seçimde eşimle birlikte aktif olarak çalıştık.

Hayatımızda ilk defa bir siyasi partiye üye olup çalışmıştık. Burada da yazacak çok şey var ama bunları zaman zaman yazarım.

En son yapılan kongreden sonrada partiden istifa ettik.

Şu an büyük hedeflerle peşinden koştuğumuz genel başkan maalesef bizleri “Fareli köyün kavalcısı” gibi sürüklemiş.

Bu da bu yaşta aldığımız ders oldu.