Nöbetçi Eczaneler
Yanlarda görmüş olduğunuz fotoğraflardaki listeler Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 2023 yılında tamamlanmış olan Selçuklu, Osmanlı ve Yakın Cumhuriyet Dönemi Eserleri başta olmak üzere günümüz teknolojisiyle planlanmış olan uygulama çalışmalarının restorasyon işlerinin tamamlandığını gösteren listeler. Kısaca yapılsın, başlandı ve bitti denilen işlerin göstergesi. Yani Devletin restorasyon çalışmalarında Türkiye’nin dört bir tarafında ve hesapta olmayan mücbir sebeplere rağmen (Pandemi-Deprem) restorasyon yatırımlarında aktif olduğunun bir nevi göstergesi.
Listeye bakarken aklıma son haftalarda yapılan açıklamalardan sonra “Zafer Müzesi “ Restorasyonun artık bu yıl biteceği ile ilgili duyduğumuz net açıklamalar geldi. Ben bu sefer sonuna kadar inanıyorum yenileme işlemi bu yıl bitecek ve Zafer Müzesine kavuşacağız. Zafer Müzesi restorasyon ihalesine şöyle kısa bir göz attım. 2017 yılının Kasım ayında yapılmış ilk ihale, müteahhitlerden yana şanssız yaşadığımız süreçler ve bir dönem başka bir kuruma devredileceği ile ilgili konu ve yasal olarak işlerin durması gibi durumlar tarih olarak bizlere bitmeyen bir Zafer Müzesi yenileme çalışmasını gözler önüne serdi. Siyaseten yapılmak istenmiyor, bilerek geciktiriliyor gibi dönem dönem yapılan basın açıklamaları ve sosyal medya paylaşımlarını bırakın bir kenara; Afyonkarahisar Valisi Doç Dr Kübra Güran Yiğitbaşı’nın 2 Şubat 2024 tarihinde Gazeteci İsmail Akar’ın konuğu olduğu radyo programında dediği “Zafer Müzesi şehrimiz için çok kıymetli. Son aşamaya gelindi. Ben görevdeyken buranın bitmesini çok istiyorum. Restorasyon ve teşrifat yapılacak. Bu yaza bitmesini bekliyoruz. Konuyu yakından takip ediyorum.” Açıklamasını bir nevi Zafer Müzesinin 2024 yılında ziyaretçilerini ağırlamaya başlayacağının bir göstergesi olarak görüyorum ve inanıyorum.
Muhakkak hukuki ve yönetmelik anlamında neden bu kadar süredir bitmedi sorusunun geçerli resmi bir teknik cevabı vardır ama toplumsal hafızada da zaman kavramı diye bir şey vardır. Bu zaman kavramı uzarsa teknik anlamda doğru olanlar toplumda karşılık bulmaz ve bundan nema yapmak isteyen karşı fikirler günümüz iletişim kanallarını kullanarak bu noktadan beslenmek isterler. Bu nokta da toplumu daha anlaşılır bilgilerle güncellemek gerekir. Benim fikrimi sorarsanız projenin mekânsal sorumluluğu ve finansal tedarikine kadar sorumlu olan kurum ve kuruluşların kapsamlı bir Basın Toplantısı ile tüm süreçleri anlatması ve Kamuoyuna yansıtılması noktasında girişim sağlaması son noktayı koyacak önemli bir girişim olacaktır. Kısaca idarecilerimize ve Zafer Müzesinden sorumlu olan Kurum ve Kuruluşlara şu konuyu müsaadeleri olursa arz etmek istiyorum. Mantıklı neden olmasın derlerse de onur duyarım hatta. Ben sürekli olarak her kesimden halk ve idarecilerimiz arasında olan bir gazeteciyim. Halk bazında şu cümleyi bu zamana kadar farklı mekânlarda ve ortamlarda en az 50 sefer duydum. Duyduğum cümlenin ana teması şu şekilde. “Son yıllarda Kamu kaynaklı hizmet kavramında ışık hızı sürelerinde yatırım ve projelere şahit olurken; Zafer Müzesi restorasyonu neden bu kadar uzadı..” İşte bu halk arası fısıltı cümlesi bile kapsamlı bir basın toplantısı ile Afyonkarahisar Kamuoyunu baştan aşağı bilgi güncellemesi yapmak için yeterlidir toplantı sebebidir bence. Gelelim benim pencereme.. Bence Zafer Müzesi; bu güzel şehrin iç turizminin kalbinin attığı o bölgede değerli bir destinasyon katkısı verecek ve dolayısıyla direk şehir ekonomisine bir nebze katkı sağlayacak önemli enstrümanlardan birisidir. Yıllar boyunca bu vazifeyi başarıyla sağladı zaten. Net olan sonuç şudur? Dışarıdan yerli turist olarak günü birlik Afyonkarahisar merkeze gelip, şehir ekonomisine katkı sağlayacak insanlar, şehrin bütün değerlerini yürüme mesafesinde zincirleme ve kesinlikle eksiksiz olarak bir alanda görmek isterler. Son yapılan Uzun Çarşı Restorasyonu ile cezbedici bölge konumuna gelen alanda tek eksik artık Zafer Müzesi; İnşallah restorasyon çalışmaları 2024 yılında biter, ziyarete açılır ve hep birlikte gezeriz.
23 NİSAN KONSERİ ÜZERİNE YORUMUM İYİ Kİ 2 SEFER COVİT OLMUŞ ÇOK SEVİNDİM..
Haluk Levent biliyorsunuz Motokros Festivallerinde iki sefer Covit olup gelemedi ve 23 Nisan 2024 tarihinde Afyon Zafer Meydanında konsere geldi. İyi ki rahatsızlanıp o konserlere gelmemiş her şeyde vardır bir hayır. Motokros festivali konserinde de elbette ki kalabalık bir dinleyicinin karşısına çıkacaktı ama şehir merkezinde, Zafer Müzesinin yanı başında, sadece Afyon Halkının bulunduğu o konser kadar iz bırakmayacaktı. Bu nedenle Haluk Levent iki kez iyi ki covit olmuş ve Zafer Meydanındaki konsere böyle bir anlamlı günde geldi demek istedim.
Konser akşamı bende meydandaydım, konserden daha çok gözümün gördüğü yüzlerce insanı gözlemledim. Haluk Levent şarkılarına avazları çıkıncaya kadar bağıran insanlardan, şarkıcı kim güzel söylüyor diyen insanlara kadar her kesimden insanları gözlemledim. Ülkü Anıtının alt tarafları resmen piknik alanıydı tek bir mangal eksikti, portatif sandalyeleri ile önceden gelip sahneyi üstten görenler bir anlamda vip izleyici konumundaydı. Güzel bir Afyon karesiydi kısaca. Haluk Levent, İzmir Marşını söylerken başı açık kadın ve gençlerden, başı kapalı kadınlara kadar herkesin Yaşa Mustafa Kemal Paşa nakaratına eşlik ettiğini gördüğümde siyaseten ayrıştırma denilen kavramın aslında tabanda halkın içinde bir karşılığı olmadığına sevinerek şahitlik ettim. Atatürk bu Ülkenin ortak çimentosudur sözünün karşılığı adeta o gece meydandaydı. Atatürk ü sadece biz severiz gerisi hikâye felsefesiyle ölümüne futbol takımı tutar gibi davranan ve gereksiz bir şekilde Mustafa Kemalin Askerleriyiz diye höykürüp duran ortamı siyaseten ortama çevirme yeteneğine sahip tipler belki konser alanında vardı ama sayısal çoğunluk geleneksel Atatürk sevgisini ve saygısını yüreğinde yaşayanlarda olduğu için pek ortada gözede batmadılar. Sırası gelmişken ben o gün konserde elinde Chp flaması sallayan kişiler görmedim. Birçok İl ve İlçe konserlerinde gördüğümüz kendi partilerinin bayraklarını konser alanında sallayarak işin sahibi biziz aslında görsel mesajları yoktu bu konserde. Öte yanda, Burcu Hanım sahneye davet edildiği anda mikrofonu ve kalabalığı bulmuşken partisel anlamda gövde gösterisi yapma imkânına sonuna kadar sahipken; sadece 48 saniye kadar kısa bir hoş geldiniz konuşması yaparak ben Afyonkarahisar’ın tümünün Belediye Başkanıyım mesajını ayrıştırmadan doğrudan birleştirerek verdiği içinde kendisine ayrıca teşekkür ediyorum çok şık bir düşünceydi ve takdir edilmesi gereken bir yaklaşım kesinlikle. Geçen haftada yazdım Zafer Haftasına çıtayı yükselttiniz Başkan Hanım.
BAZEN YORUMUN SADECE KAMUOYUNA AİT OLDUĞU VERİLER OLUR.
GAZETECİ SADECE DOĞRU VERİLERİ SUNAR
BİR İLGİ RİCASIDA AKÜ REKTÖRÜ PRF. DR. MEHMET KARAKAŞ’A
Geçtiğimiz hafta İlimizin tanınmış İş İnsanlarından Mustafa Ceylan bir fotoğraf göndererek Akü Rektörü Prof. Dr Mehmet Karakaş inşallah senin sayfan vesilesiyle görür. Yoğun iş ajandası ve gündemi içerisinde muhtemelen gözünden kaçmış olabilir saygılarımla kendisi değerlendirirse mutlu olurum dedi. Ben sadece aracıyım ama görünen gerçekten Sayın Rektörümüzün ilgili birimlere evet bu nasıl gözümüzden kaçtı gereğini yapalım diyerek talimat vereceği yönünde olacağını düşünüyorum. Mustafa Ceylan İlimizin göz bebeği konumundaki Afyon Kocatepe Üniversitesi yerleşkesi yol üzerinde bulunan totem levhalarının çoğunun yoğun oksitlenmeye maruz kaldığını, tabelaların üniversitemize yakışacak bir şekilde yenilenmesinin hem görsel şenliğe hem de üniversitemizin kalitesiyle bütünleşeceğini inandığını belirterek şunları söyledi. O tabelaların ilk hallerini bilirim yıllarca işletmeme giderken kullandığım bir yoldur ve sürekli gözüme ilişir, Rektör Hocamız ve ekibinden şehrimiz adına ricada bulunuyorum muhakkak bir çözüm bulacaklarına inanıyorum dedi.
SMMMO BAŞKANI ERDAL SAYAR HAKLIMI EVET HAKLI, YÜKLERİ ÇOK FAZLA.
Afyonkarahisar Mali Müşavirler ve Muhasebeciler Odası Başkanı Erdal Sayar geçtiğimiz hafta Muhasebeciler olarak cinnet geçirmekteyiz adlı bir açıklama yaparak Maliye Bakanlığının muhasebeciler üzerine yüklemiş olduğu yükümlülük ve işlem sayılarının fazlalığına dikkat çekerek artık yetişemiyoruz sadece Nisan ayında 56 adet beyan üzerinden bir yük üzerimizdeydi ve daha bir çok beyan noktasında vergi takvimi esaslarına göre yetişmekte zorluk çekiyoruz diyerek Mali Müşavir ve Muhasebeciler adına sivil toplum kuruluşlarının başkanı olarak açıklama yaptı. Erdal Sayar la geçtiğimiz hafta yapmış olduğu bu açıklamadan sonra bir ortamda denk geldiğimizde açıklamanın detaylarını sordum kendisine. Başkan konuyla ilgili talep ve isteklerin Gelir İdaresi Başkanlığına ulaştığını, İnşallah Ülke genelinde tüm meslektaşlarımıza nefes aldırıcı yeni uygulamaların gündeme gelmesine inandığını belirterek mesleki anlamda işletmelerin defterlerinden sorumlu olan muhasebe bürolarının maliyetler noktasında da oldukça sıkıntı çektiklerini, bir çok maliyetin gelir anlamında üyelerini sıkıntıya soktuğunu belirterek birde bunun üzerine Maliye tarafından fazlasıyla yüklenmiş beyan taleplerinin kendilerine nefes aldıramaz duruma getirdiğini ifade etti. Haklımı haklı bence.