6 Şubat 2023 depremi, bazı insanların farkını ortaya çıkardı. Büyük Kurtarıcı Atatürk : “Ben sporcunun, zeki, çevik ve ahlaklısını severim.” Dediği gibi, deprem, Atatürk’ün severim dediği iki sporcuyu turnusol kağıdı gibi ortaya çıkardı. Biri Volkan Demirel, diğeri Gökhan Zan.
Ben, bugün Gökhan Zan’ın insani yönünü dilim döndüğünce anlatmaya çalışacağım. 1981
yılında Hatay’da doğmuş, oranın ekmeğini yemiş, suyunu içmiş, oranın stadında topa ilk tekmeyi atmış ve onu İstanbul’a düşürmüş. Rüyada bile gördüğünde inanmayacağı BJK futbol kulübüne transfer olmuş. Beş numarayı sırtına bir geçirmiş altı yıl çıkarmamış. Boyu çok uzun Gökhan’ın: 1,92 cm. Hava toplarına çok hakim, kafaya çıktığı zaman, stadın dışındakilerde, apartmanda balkonda oturanlar da onu görür ve alkışlardı.
Arkadaşlığı, beyefendiliği hep üst düzeydeydi. Maçtaki hırçınlığı, hakem bitiş düdüğünü çaldığında biter, rakip oyuncularla kol kola stadı terk ederdi. Çocukluğunda ki, ezilmişliğin, yok sayılışının acısını hep yüreğinde taşımış, şöhret olunca bile kimseye kendine bakılan gözle bakmamıştır. Arkadaşları onu Gökhan Zan değil, Gökhan Can diye çağırırlarmış…
Daha sonra diğer büyük kulübümüz GS’ye gelir, orada da altı yol top koşturur. Fatih Terim, onun için hem hoca hem de babadır. Fatih Terim Adanalı olduğu için aynı zamanda hemşeri gözüyle bakmış ve kollamıştır. Gökhan Zan da efendiliği ile hocasına hiç mahcup olmamıştır. Tilkinin dönüp geleceği yer kürkçü dükkanı misali, o da memleketine dönmüş. Bir dönem Hatayspor’un yardımcı hocası olarak görev yapmış. Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 depremine Hatay’da yakalanmış. Kurtulmuş, dışarıya çıkmış, herkes göçük altında! Gördüğü felaket karşısında ağlayarak yalvarıyor. “Arkadaşlar ne olur sesimizi duyun. Çok kötü Hatay. Yalvarıyorum size. Ne olur sesimiz olun, çok kötüyüz. Hatay çok kötü, hiçbir şey yok. Herkes enkaz altında. Millet yalvarıyor, kurtarılmak için. Elimizden bir şey gelmiyor. Yardım eden yok. Ne olur sesimiz olun yalvarıyorum. Herkes çabasıyla kurtulmaya çalışıyor.” Ve 48 saat geçiyor!…
Gökhan, çaresiz. Çadır bulmak çok zor! Şöyle sesleniyor: “ Şu an Antakya’dayım, çadır dağıtımı başladı. Sağ olsun burada askerlerimiz halkımıza çok yardımcı oluyor. Herkes ismini yazdırmak istiyor AFAD’a. Kimlik istiyorlar, Kimlik enkaz altında. Birisinin kimliği ile 3-4 çadır alan var. Ne olur çadır…
çadır… İnsan olan Gökhan’ın yüreği dile geliyor: “Ben Hatay’da doğdum.
Evet ben Alevi doğdum. Arkadaşımın başı derde girdi Sünni oldum. Ninem gibi sevdiğim komşum öldü, cenazesine kiliseye gittim, Hristiyan oldum. Evimize misafir geldi, yemeğimi yedi, onlarla Yahudi oldum.
Kürtçe şarkılar söyledim, Sünnice halaylar çektim.
Hristiyanca dualara ortak oldum.
Aslınca ben sadece insan oldum.
Çünkü ben Hatay’da doğdum.”
Hepiniz Gökhan olunuz, can olunuz…