On bir ayın sultanı Ramazan ayına ulaşmak yine nasip oldu.
Ramazan ayımızın tüm İslam alemine ve Yüce Türk Milletine barış, huzur ve kardeşlik duygularının pekiştiği günleri getirmesi temennim ile başlamak istiyorum.
Yaşadığımız evrende birçok ülkede maalesef ki acı ve gözyaşı dinmiyor. Ramazan ayının mutluluğunu yaşarken, küçücük çocukların yaşam savaşı verdiğini görmek yüreklerimizi burkuyor. Filistin’de yaşanan zulüm, her geçen şiddetini artırarak devam ediyor. Artan zulmün son bulmasını istiyoruz. Dünyanın birçok yerinde Müslüman din kardeşlerimize yapılan zulümlere karşı kardeş olduğumuzu, yüreklerimizin onlarla bir olduğunu hissettirmemiz gerekiyor. Hele ki Müslümanlar açısından çok önemli olan bu ayda… Ramazan, kardeşliğimizin pekiştiği, birlik ve beraberliğimizin daha da kuvvetlendiği bir aydır. Ramazan bin aydan daha hayırlıdır. İlerleyen günlerde daha güzel haberler almayı umut ediyorum.
++++
Var olduğumuzun kıymetini bilmekle, sahip olduklarımız da şükür sebebi elbette… Ramazan ayı, hepimiz için yenilik olmalı diye düşünüyorum. Ülkemizde yaşanan kötü ve olumsuz gelişmelerin sona ermesi için önce biz düzeltmeliyiz kendimizi… Önce kendimizi, sonra çevremizi, daha sonra insanları… En sona da toplumu… Bir insan değişirse ki; bu mümkün her daim, işte o zaman toplum bilincinin oluştuğunu göreceğiz. Neyi nereden nasıl anlatmanın yanı sıra aynaya bakmalıyız. Geçip giden günlerden arta kalan zamanını düşünceye ayırır insan. Yaptıklarının ve yaşadıklarının muhasebesini yapar vicdanı ile… Çok da zor değil aslında ulaşmak istediğimiz seviye… İyiye ve güzele vakit bulup, kötü ve toplumda hoş karşılanmayan davranışlardan uzak durmak. İyilik mi yaptın at denize… Ama kötülük için önce bir vicdanına sorması gerekir insanın ‘Ben ne yapıyorum?’ diye. Yapacağının kime nasıl zarar vereceğini, vicdanının o konuda kendisini uyarmasını… İyilik, iyi düşünce, hoşgörü vs. güzel hareketler ve duyguların toplum nezdinde çok gerçekçi anlamda karşılığı vardır. Fesatlık gibi kötülüğün içimizi kemirmesine izin vermemeliyiz. Ne olursa olsun, ne yaşarsak yaşayalım, intihan dünyasında olduğumuzu unutmayalım. Bugün varız belki ama yarına giden yol meçhul…
++++
Malum siyaset konusu ülke gündeminden düşmüyor. Seçimlere az bir zaman kaldı. Ama vatandaşların fazla ilgilenmediği siyaset meydanında Cumhuriyetimizin kazanıldığı topraklarda, Afyonkarahisar’ımızda çok sayıda adayımız var belediye başkanlığı için… Öte yandan kırsal kesimde siyasetin daha çok konuşulduğunu söyleyebilirim. Hafta sonu bir kaçamak yapıp, köyüme Çayıryazı’ya gitmiştim. Kimi gördüysem gündem hep seçim oldu. ‘Muhtarlık seçimleri’ ve ‘Afyonkarahisar’da ne olur?’ sorularına muhatap oldum. Hepsine makul cevaplar vermiş olsam da, bir gazetecinin manevralarını fark eden yaşlı kurtları da görmedim değil… Vatandaş aslında her şeyin farkında… Buradan yazarsam hiç de etik olmayacağını düşündüğüm konuları zamana bırakıyorum. Kimin haklı? Kimin tahminlerinin daha kuvvetli olduğunu ve tecrübe ile sabit geleceğe bakışın netleşeceğini göreceğiz. Ama gördüğüm şu ki, benim köyümde seçmen oldukça heyecanlı… Hele adaylar… Gözleri yıldız saçıyor adeta… Ne diyelim? Hayırlı olsun şimdiden…
Afyonkarahisar’ın belediye başkan adayları:
Adalet ve Kalkınma Partisi-Hüseyin Ceylan Uluçay
Cumhuriyet Halk Partisi–Burcu Köksal
Milliyetçi Hareket Partisi–Sezer Küçükkurt
İYİ Parti-Alper Yağcı
Saadet Partisi-Beytullah Karataş
Demokrat Parti-Hikmet Bülbül
Büyük Birlik Partisi-Tamer Kayışoğlu
Yeniden Refah Partisi – Şükrü Sarıdere
Demokrasi ve Atılım Partisi – Tarık Tunç
Bağımsız Türkiye Partisi – Yusuf Özçam
Zafer Partisi – Burkahan İngeç
Demokratik Sol Parti – Ahmet Olcay Akıncı
Adalet Birlik Partisi – Mehmet Akyol
Hak ve Özgürlükler Partisi – Bedri Böyük
Halkın Kurtuluş Partisi – Büşra Nur Arslantürk
Millet Partisi – Ömer Sarıgül
Türkiye Komünist Hareketi – Ceren Soner
Yeni Türkiye Partisi – Salim Tuluk
Bağımsız – Sami Akbulut
Sevgiyle kalın… Umutla kalın…