Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Veli CENGİZ

İSTİKLAL MARŞI’NIN KABULÜ

Bir millet ki yenildikçe çekilmiş, çekildikçe toprak kaybı büyümüş; tarihte kahramanlıkta nam salmış yiğitlerin takati kalmamış. Elde kalmış Anadolu’nun bozkırları. İşgaller başlayınca itilaf devletlerinin nerede duracağı belli değil! Ellerini kollarını sallaya sallaya “Burası benim, şurası senin.” diye paylaşa paylaşa Anadolu’nun içlerine doğru ilerliyorlar…

 

 TBMM’si Ankara’da açılmış, milletvekilleri  heyecan içinde. Askerler sabırsız, halk yeni uykudan kalkmış gibi; uyanık ama uyanmış değil. Damarlardaki asil kanı harekete geçirecek bir söze, sözcüklere ihtiyaç var. Herkes arayış içinde; Hamdullah Suphi Tanrıöver’de. Bir yarışma açmayı düşünüyor İstiklal Marşı için. Acıyor da, 724 eser katılıyor, her biri tek  tek meclis  kürsüsünden okunuyor. Hiç  biri milletvekillerinin “ Bam telini” kıpırdatmıyor bile.

 

Biri var milletin gözlerini çakmak gibi çaktıracak, bam telini oynatacak, damarlardaki asil kanı harekete geçirecek ama parayla “ İstiklal Marşı” yazılmaz diyor, başka da bir şey söylemiyor. Araya arkadaşları ve yetkili kişiler giriyor. Yarışmanın ödülü 500 lirayı Hilal-i Ahmer  (Kızılay) verilmek şartıyla Mehmet Akif Ersoy marşı yazmaya karar veriyor. Yazılan marşı Meclise sunuyor Mehmet Akif Ersoy. Hamdullah Tanrı Över meclis kürsüsünden okuyor on kıtayı. Vekillerin kimi ağlıyor, kimi de Hamdullah beye sözle katılıyor, şiir bitince de alkıştan meclis yıkılıyor sanki… Tarih 12  Mart 1921.  Bestesini de Osman Zeki Üngör yapıyor. Hepimizin bildiği iki kıtayı aşağıya alıyorum.

 

“Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak. 


Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal…
Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklal!” 

 

İstiklal Marşı benim değil Türk Milletinindir. Allah bir daha bu millete İstiklal Marşı yazdırmasın” diye dua ediyor. gençlere de şu nasihatte bulunuyor:

“ İhtiyar amcanı dinler misin oğlum Nevruz?

Ne büyük söyle, ne de çok söyle

yiğit işte gerek.. lafı bol, karnı geniş olan soyları taklit etme. sözü sağlam özü sağlam  ırkına çek…

Sahipsiz bir vatanın batması haktır,

Sen sahip çıkarsan bu vatan batmayacaktır.”

 

Mehmet Akif Ersoy, 1923 yılında Abbas Halim Paşa’nın daveti üzerine  Mısıra gidiyor. Uzun süre orada kalıyor. Oradan bir arkadaşına yazdığı mektup da “ İslam da bize de, insanlıkta biz de, sosyal yaşam da bizde. Allah benim ömrümden alsın Atatürk’e versin” Atatürk’te, Mehmet Akif Ersoy İstiklal Marşı ile “ Türk’ün hürriyetine dokunulmayacağını tüm dünyaya ilan etti.”

İstiklal Marşı’nın kabulü kutlu olsun milletimize.

Mutlu kalınız…