O, çöken bir imparatorluğun küllerinden yeni bir anlayış ve yeni bir devlet ortaya çıkarmayı başardı.
O, yürüttüğü savaşla, hem düşmanları bu topraklardan kovmayı başardı, hem de modern bir devlet kurdu.
Bizlere çağdaş ve modern bir devleti, yani Türkiye Cumhuriyeti’ni armağan eden Ulu Önderimiz Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 86 yıl önce bir 10 Kasım sabahında aramızdan ayrıldı.
++++
GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK…
1881’den 1938’e kadar süren kısa hayatında çok büyük işler başardı.
18 Ekim 1938’de bildiriler yayınlanarak Atatürk’ün sağlık durumu hakkında halka bilgi veriliyordu.
22 Ekim’de hastalığın düzelmeye yüz tutmuş olduğu bildirildi. Fakat Atatürk, Cumhuriyetin 15. yıl dönümü için Ankara’ya gidememiş, bu büyük bayramın sevincine bütün yurtta derin bir üzüntü karışmıştı.
8 Kasım 1938’de Atatürk’ün sağlık durumu nedeniyle yayınlanan 9. bildiride hastalığının normal seyrinden çıkarak, sıhhatinin yeniden kötüye gittiği bildiriliyordu.
Atatürk’ün karnından su alınması gerektiği belirtiliyordu. Dikkatle yapılan bu işlem Atatürk’ün ömrünü ancak birkaç gün için uzatabilecekti.
8 Kasım 1938 sabahı Mustafa Kemal Atatürk, yanındakilere saatin kaç olduğunu sordu. Saat 7’ydi. Başını sağa çevirip ‘Aleykümselam’ dedi ve gözlerini kapadı.
10 Kasım 9’u 5 geçe Türk milletinin kurtarıcısı, eşsiz kahraman Atatürk, hayata gözlerini yumdu.
Bütün Türkiye gözyaşlarına boğulmuş, Türk milleti kahraman ve vefakâr bir evladını kaybetmişti. 16 Kasım’da muhteşem bir katafalk üzerinde halkın ziyaretine arz edildi. 3 gün 3 gece gözleri yaşlı halk seli, generallerin ve subayların nöbet tuttukları bu tabutun önünden geçtiler.
Dolmabahçe Sarayı’nın tören salonunda 19 Kasım Cumartesi günü Atatürk’ün cenaze namazı, Profesör Şerafettin Yaltkaya tarafından kıldırıldı.
Büyük komutanlarının tabutunu ellerine alan generaller, onun cenazesini sarayın önüne getirilen top arabasına kadar taşıdılar.
O ARTIK TARİH OLMUŞTU…
Bütün Türkiye Ata’sını sonsuzluğa uğurluyordu. Tüm yurtta büyük bir hüzün hâkimdi.
Atatürk’ün naaşı Ankara’ya götürüldü. Ertesi gün muhteşem bir törenle Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden alınan tabut, Etnografya Müzesine götürüldü.
Bütün dünya devletleri, ebediyete intikal eden bu büyük lidere karşı son vazifelerini yapmak üzere ayrı ayrı temsilciler, tam teçhizatlı birer bölük asker yollamışlar, o dahi askeri son defa selamlamak istemişlerdi.
Türk milleti kurtarıcısını ve sevgili Ata’sını kaybetmişti. Türk milleti bir tek kalp olmuş, onun için ağlıyordu.
++++
Bir sisli Kasım sabahıdır bu;
Düştüler yollara kırklar yediler…
Dağ başını duman almış kardeşim,
Gün doğmayacakmış, dediler.
Baktım ki bütün gökyüzü baştanbaşa tenha,
Bir kapkara matem sarıyor memleketi,
Her sineyi bir kapkara yas dolduruyor,
Ev ev bacalardan taşıyordu.
Bir sisli Kasım sabahı baktım,
Baştanbaşa öksüz koca bir yurt,
Taş taş dövünüp ağlaşıyordu.
Rahmetli Levent Kırca’nın dediği gibi
ATATÜRKLE KALIN… CUMHURİYETLE KALIN…
Sevgiyle kalın… umutla kalın…