Otuz beş yıllık kamu yayıncısı Türkiye Radyo Televizyon Kurumu çalışanı olarak emekli olduğumda Afyon Postası’nda Genel Yayın Yönetmeni ve Yazı İşleri Müdürlüğü görevini beş yıldan fazla yaptım. Birçok ulusal kanallarda yayınlanan haberim oldu. Gündemi biz belirlerdik. Bir gün bir üst düzey kamu görevlisi “Abi sabah yüzümüzü yıkamadan senin yazılara bakıyorduk” demişti.
Daha sonra Odak Gazetesi’nde aylarca köşe yazısı ve gündemi sarsan haberlere imza attım.
Gazete 3’ten önce de Afyonşehir Gazetesi’nde köşe yazıları yazdım.
Yaklaşık bir yıl Kanal 3 Yüksek Nabız programı ile yapım ve sunuculuğunu yaptığım RAPOR programına devam ettim.
Kanal 3 ve Gazete 3 yeni yapılanmasında bize ihtiyaçlarının olmadığını, programları sadece akademisyenlerle sürdüreceklerini kanalın merkezinin Ankara olacağını söylediler. Saygıyla karşıladım.
Bundan önce her basın kurumundan kendi isteğimle ayrıldım. Bazen yayın politikasını beğenmedim, bazen yazdığım köşe yazısını yayınlayamadılar. İlk defa rızam dışında bir basın kurumuna veda etmek zorunda kaldım.
Önceki tecrübelerimden dolayı kamu yöneticileri ile ihtilafa düşmeyen program yaptım ve yazılar yazdım.
Her ne kadar dikkat etsek de olumsuzluklar en sonunda üst düzey yöneticilere dayanıyor.
Zafer Müzesi ile ilgili köşe yazılarım ve basın açıklamalarımla, ayrıca uyuşturucu ile ilgili yaptığım son iki Rapor programının rahatsızlık verdiğinin farkındayım.
***
Benim için fark etmiyor, ben gazeteciliği hobi olarak yapıyorum. İsmail Akar Başkanımın dediği gibi benim tuzum kuru. Bu mesleğe devam edecek olan dostlarıma kolaylıklar diliyorum.
Onlardan ricam lütfen Zafer Müzesinde kaybolan Atalarımızın emanetlerine sahip çıksınlar, uyuşturucu ile ilgili gerçek haberleri yapmaktan çekinmesinler.
Şimdilik Hoşça kalın.