Nöbetçi Eczaneler
Son dönemlerin en çok konuşulan konulardan bir tanesi de kadınların evlendiklerinde bekarlık soyadlarını tek başına kullanabilmeleri…
Bu konuda değişik görüşleri savunanlar var elbette…
Kimisi özgürlük üzerinden, kadın hakları üzerinden dem vursa da, erkeklerin çoğunluğu bu konuya hiç de sıcak bakmıyor.
“Benim soyadımı kullanmayacaksa NEDEN BENİMLE EVLENİYOR?” diye soranlar oldu.
Haksız da değiller yani… Gerekçelerini örneklendirmek ve anlatmak uzun hikaye…
++++
Geçmişe bir uzanalım.
Eski aşklar ve eski sevdalardan… Filmlere konu olanlardan…
Türkü filmlerinde de gördüğümüz bir detayı aktarmak istiyorum.
Sevdiği erkekle evlenecek genç kız, “Tek bir dileğim var, senin soyadını ölene dek taşımak” diyordu. Bu gibi söylemlerin farklı şekillerini de görmek mümkün…
Elbette ki o zamanla, içinde bulunduğumuz çağ birbirinden oldukça farklı… Ama nelerin kaybolacağını da düşünmeliyiz diyenlerdenim.
Evliliklerin ömürleri maalesef çok kısa sürüyor. Aile olma bilinci her geçen gün toplumda azalıyor, kişiler bireyselleşerek, sanal dünyanın etkisiyle kaliteli yalnızlığa doğru evriliyor.
Çağın getirilerinin de olduğu bu dönemde kadınların evlendikten sonra bekarlık soyadını tek başına kullanamayacağını içeren madde yargı paketinden çıkarıldı. Yani kadınlar evlendikten sonra soyadını değiştirmeden kullanabilecekler.
Düşünelim şöyle… Kadın evlendi, çocukları oldu. Çekirdek ailesiyle birlikte yaşıyor. Ama evlatları ile aynı soyadı taşımıyor. Yanlış anlaşılmasın eşler ayrıldıktan sonra kadınların evlatları ile bu durumda olmaları farklı… Anlatmak istediğim eşi ile evli iken farklı soyadları taşımaları…
Belki kadınların ÖZGÜR OLMALARI, EŞİT HAKLARA SAHİP OLMALARI açısından bu uygulama doğru olabilir ama toplum açısından bakınca dağılan aileleri de düşününce, hele bir de kadın cinayetlerinin arttığı bu süreçte ne kadar sağlıklı ve doğru bir karar? Gerçekten düşündürücü…
Tabi ki eşinin soyadını almak isteyenler, bu konuda rahatlar… Ama diğer türlüsü, dereden çok su götüreceğe benziyor.
++++
FIRTINALI SEÇİME FIRTINA’DAN BAŞKAN:HACIOSMANOĞLU
Geçtiğimiz hafta yapılan Türkiye Futbol Federasyonu seçimleri oldukça fırtınalı geçti. Seçim sürecinde herşey yazıldı, çizildi, senaryolar perde perde sıralanırken, seçim günü geldi çattı. Gözler bu seçimde idi. Sonuçları çok merak ediliyordu çünkü… Yarışın favorisi yok gibiydi. Kimin hangi tarafta olmasından ziyade sonuç kimleri üzecek, kimleri memnun edecekti?
5 farkla rakibini geride bırakan İbrahim Ethem Hacıosmanoğlu, TFF’nin yeni başkanı oldu. Herkes için büyük bir sürpriz oldu tabi ki de… Ortam buz gibi soğuk rüzgarlar estiriyordu. Bunu adayların tokalaşırken ki tavrından da çok rahat anlayabiliyorduk. Bazı kulüp başkanlarının sert ifadeleri de gözlerden kaçmadı. İşte bu yoğun fırtınanın içinden çıkan kişi de bir FIRTINA idi zaten… Türk futbolunun içinde “Fırtına” olan Karadeniz Efsanesi Trabzonspor’un eski başkanıydı Hacıosmanoğlu… Trabzonsporumuzun kulüp başkanı iken, biraz sert eylemleri ve sert sözleriyle birilerini oldukça rahatsız etmişti. Ve hala da rahatsız etmeye devam edeceğini de seçim sonrası yaptığı konuşmada hissettirdi. “TFF seçimlerinde algı yönetmeye çalışan, kraldan daha çok kralcılar var” demesi fitilin ateşiydi bana göre… Federasyonun mevcut kurullarını istifaya çağırması da, salondan büyük alkış aldı. Şu sözleri ise çok dikkat çekti. “Ben kazanmadım, TÜRK FUTBOLU KAZANDI.”, “Biz Türk futbolunu adil, adaletli ve ahlaklı yöneteceğiz.” Bu sonucun Türk futbolumuza hayırlı olmasını temenni ediyor, Trabzonsporumuzun efsanesi başkanımıza başarılar diliyoruz.
Sevgiyle kalın… Umutla kalın…