Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Selcen Dilek ÇÖYGÜN

Yaşamla Ölüm Arasında GAZZE

 

7 Ekim’de yani bugün Siyonist İsrail’e karşı yürütülen operasyonun birinci yıl dönümü…

İsrail’in başlatmış olduğu katliam ve soykırımın da yıl dönümü…

Evet, tam bir yıl oldu.

Birinci yıl dönümünü yaşadığımız 7 Ekim’den bu yana İsrail’in Filistin’de/Gazze’de soykırımı, şiddetini kaybetmeden devam ediyor.

Kandan beslenen İsrail, âdeta cehenneme döndürülen Gazze’de bebek, çocuk, kadın  demeden, kadın erkek ayırmadan sivillere bomba yağdırıyor.

Öyle bir katliam ki, tüm dünyanın seyirci kaldığı bir katliam,

*

“Kınama” ve “acil kararlar” alma dışında müdahil olmadığı ya da olamadığı bir katliam…

Bu katliamın devamı olarak Lübnan’a sıçrayan bir ateş çemberi,

Ortadoğu için de dünya için de savaş sirenlerinin çalmaya başladığı bir ateş,

Tüm insanlığı yakacak bir ateş… Korkutan senaryolar gün ışığında canlı yaşanıyor adeta.

7 Ekimden buyana Gazze’de taş üstünde taş, omuz üstün baş kalmadı adeta.

Halen de süren İsrail saldırılarında 50.000’e yakın sivil Filistinli/Gazzeli hayatını kaybettiği, 100 bine yakın Filistinlinin yaralandığı, 10 binin üzerinde hâlâ evlerinin enkazı altında olduğu bir soykırım…

Gazze’de su yok,

Gazze’de yiyecek yok,

Gazze’de İlaç yok,

Gazze’de elektrik yok…

Kuduz köpekler gibi, kırmızı görmüş boğalar gibi saldırıyorlar şeytanın hizmetkarları.

Gözleri dönmüş, kan içmeye hasret vampirler gibi hastanelere, okullara, mabetlere saldırıyorlar,

Sokakları kan gölüne döndürüyorlar…

Gazze’de etnik temizlik var,

Gazze’de soykırım var,

Gazze’de katliam var…

İki milyonu aşkın nüfusu olan şehirde evler yıkılmış, yakılmış; sokaklar ağzına kadar cesetlerle dolu…

Bazı cılız seslerin dışında Dünya, İsrail’in bu soykırımı gerçekleştirmesine izin verdi, buna karşı çıkmıyor.

Cesaret verdi,

Destek verdi…

Dünya Filistin’i anlamadı,

Filistin’e sessiz kaldı,

Filistin’e karşı hissizleşti…

Aynı durum bugün Lübnan için de geçerli.

*

İsrail, 7 Ekim’in birinci yıldönümüne girerken Lübnan halkına karşı da yeni bir soykırım gerçekleştirmeye başladı.

Gazze’deki soykırıma sessiz kalanlar, Lübnan’a karşı ikinci bir soykırıma karşı sessiz kalacakları da acı bir gerçek.

Şimdi Lübnan halkını en iyi anlayanlar Gazze’deki Filistinliler.

Çünkü İsrail daha önce de birçok kez aynı ölüm ve yıkımı onlara yaşatmıştı ve halen yaşatmaya da devam ediyor.

Gazze’deki kâbus çok uzun sürdü.

Evet, Gazze’de bir yıldır devam eden bu kâbus şimdi bölgesel bir savaşa dönüşüyor.

Gazze kendi kâbusundan henüz kurtulamamışken İsrail, tüm bölgeyi topyekûn bir savaşa sürüklüyor.

Tüm bunlara rağmen, 7 Ekim’den beri bir senedir süren Gazze işgali sürecinde her ne kadar HAMAS ve Gazze’deki Filistinliler oldukça ağır bedel ödemişlerse de;

HAMAS, halen ayakta, halen direniyor,

Filistinli direnmeye devam ediyor,

Filistin halkının direniş ruhu ve kararlığı güçlenerek devam ediyor…

Dünya ile birlikte 57 halkı Müslüman olan ülke sessiz ve işlevsiz kalsa da, dünya ve Müslüman halkların Gazze konusundaki tavrı ise takdire şayandır.

Sarfettikleri bu mücadeleleri ile Müslümanların izzeti, şerefi, onuru ve gururu oldular.

Katil İsrail’i durdurmanın nihai yolu ise, rahmetli Erbakan Hoca’nın dediği gibi:

“Fiili icraata geçmek gerekir. İsrail laftan anlamaz. İsrail ancak güçten anlar!”

*

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler 79. Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada,

“Gazze’de sadece çocuklar değil, aynı zamanda Birleşmiş Milletler sistemi ölüyor, hakikat ölüyor. Batı’nın savunduğunu iddia ettiği değerler ölüyor. İnsanlığın daha adil bir dünyada yaşama umutları, tek tek ölüyor” dediği ve

Filistin’de yaşananların çok büyük bir ahlaki çöküşün göstergesi olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, hatırlayalım şu ifadelere yer vermişti

“Bütün dünya halklarının, ülke liderlerinin, uluslararası kuruluşların bu acı tablo üzerinde düşünmesi gerektiğine inanıyorum. Burada bir gerçeği de açık ve net söylemek istiyorum. İsrail yönetimi, temel insan haklarını hiçe sayarak, bir millete, bir halka karşı etnik temizlik, apaçık bir soykırım uygulamakta, topraklarını adım adım işgal etmektedir.

Özgürlüğü, bağımsızlığı, en temel hakları gasbedilen Filistinliler ise son derece haklı bir biçimde, bu işgale, bu etnik temizlik faaliyetlerine karşı meşru direniş haklarını kullanmaktadır.

Filistin halkının topraklarını işgal edenlere karşı sergilediği haklı direniş, gayri meşru gösterilemeyecek kadar asildir, onurludur, kahramancadır.”

Yazıma şu güzel sözle son vermek isterim.

‘Çocukların ağladığı bir dünyada bütün kahkahalar zalimdir.’

Esenkalın.