Sana yazıklar olsun sevgili Gazeteci Meslektaşım dediğim dostum. Beni yıllardır tanıyorsun ama üzgünüm gereksiz ve boşuna tanımışsın. Şahsınla selamı kesme mahkeme davasını gönlümde açtım haberin olsun. Bu yazıdan sonra ola da silkelenip özür dilersen, samimiyetine göre geri çeker hatta unuturum davayı. Yok dersen de sorun değil. Yolda görsem bile Allah’ın selamı artık sana çok; günahı da benim olsun der geçerim. Bu nasıl bir saygısızlıktır. Bu nasıl bir şeytani düşünce tarzıdır. Ne içiyorsun neyle besleniyorsun güzel abim sen.
Park Hayat Hastanesi önünde meydana gelen kazadan sonra oraya kavşak yapılsın haberi ve devam haberlerini bilerek her hafta bir şekilde sayfamda gündemde tutuyormuşum. Hatta her hafta sayaç yapıp sayıyormuşum. Boşuna yapmıyormuşum, bir çıkarım vardırmış, yapılması yönünde baskı yapıyormuşum gibi vs vs bir ton saçmalık duydum bu arkadaştan iyi mi?
Bu dile getirdiğin saçma cümleler içerisinde tek doğruya yakın olan ifaden baskı dediğin sayaçtır. Hatta görüyorsan bak sayaç şu anda sayfanın altında yer alıyor ve bugün 26. Gün diyor mesela. Aslında o sayaç bir baskı unsuru değildir biliyor musun? Bir daha kazaların olmaması için önlemin alınması noktasında bir bilgi notudur. Kamu yararınadır kısaca. Aynı noktada tekrar kazaların olmaması için yetkililere ricada bulunmak adına bir nevi hatırlatmadır. Sorumlu Gazetecilik örneğidir. Benim bildiğim ama senin unuttuğun.
Şimdi sana bir soru soracağım. Kalemini satacak bir tipim var mı benim. O kadar yemiş içmişliğimiz, oturmuşluğumuz varken bir düşün bakalım. Haberciliği fatura kesmek karşılığı şeklinde merdiven altı noktaya getirenler sizin gibi kafaların bir utanç eseri değil mi?
Gazetecilik Kamuoyu yararına doğru olan bir tezin karşısında mesleki anlamda destek ve birlik olmaktır. Kusura bakmayın yukarıda savunduğum “Park Hayat Hastanesi Kaza Haberi” sonrası tedbirlerin alınması konulu haber konusunda en baştan bu yana kendi yayın organında yazdığım yazıları yorumlayarak daha fazla Kamuoyu oluşsun diye destekleyen tek meslektaşım Sevgili Resul Sündük ve Beyaz Belge Haber Sitesidir. Onun dışında bu yazıyı desteklediklerini ifade eden çoğunluğu Haber Sitesi Sahibi olan Gazeteci arkadaşlarım ve diğer gazetelerde çalışan meslektaşlarıma teşekkürümü ortaklaşa kullandığımız watshapp grubumuzda da etmişimdir. Gerçekten şoktayım ama yine de teşekkür ederim en azından yüzüme söylediğin için bunları.
Değerli şahsına çıkarımı söyleyeyim de rahat et. Çıkarım konuyu gündeme getirdiğim günden beri takip eden okuyucularım başta olmak üzere o bölgede bu sıkıntıyı görenlerden başarıya ulaştığımızda edilecek bir duadan pay alabilmektir. Park Hayat Hastanesi önünde bir daha kazalar olmasın, 77 yaşında ki teyzeler haftalarca yoğun bakımda yaşamla kalım arası mücadele vermesin mücadelesidir yani. Kaderdir, yazılmıştır, yaşanacaktır evet sonuna kadar doğru ama tedbiri almak bizedir, takdir Allahtan dır inanışıdır benimkisi.
Bu şehrin herhangi bir hastanesine ulaşmak isteyen ambulanslar ve hastaların, hastanenin önünden geçip acile girmesi gerekirken, 300-500 metre ileriye doğru gidip, tekrar geriye U dönüp, yaşamla kalım arasındaki saniyeler pazarının tam ortasında kalmamasıdır tek derdim.
Bunu istemek çıkar değil de nedir söyle bakalım benim akıllı Gazeteci dostum. Senin kafandaki çıkar düşecek, damlayacak deneler üzerine kuruludur; benimki, Kamuoyu yararı adına kuruludur. Şunu unutma ben Dünya Gazetesi Okulu öğrencisi bir gazeteciyim. Didiklesen de, çırpınsan da tarihimde para karşılığı yaptığım haber bulamazsın.
Mesela, daha yeni arabam oldu. Onu da rahmetli anacağımın ve babacığımın bırakıp gittiği evden düşen hisse miras payıyla aldım. Birçok meslektaşım arabalarında fink atarken, ben motorla yanlarından geçip toplantılara, resepsiyonlara gidiyordum. Parayla haber yapsam, 25 yıldır yaşadığım şehir de yağmurun, karın altında yılın 365 günü motora binip, kışın en az 5 kez grip mi olurdum, buda mı aklına gelmedi hiç.. Sözde Gazeteci dostum.
Neyse seni bu konuda Allaha havale ediyor, meslektaş saygısı nedeniyle ismini yüreğimde saklıyor, hiçbir ortamda sorulacak kim bu arkadaş sorusuna kesinlikle cevap vermeyeceğimi namusum ve şerefim üzerine buradan taahhüt ediyor, kıymetli okuyucularımın şahitliğinde bu hatayı bir daha hiç kimseye yapmaman adına ders almanı diliyorum. Yolun açık olsun.
YOL ÇİZGİLERİ İLE İLGİLİ BELEDİYEDEN CEVAP GECİKMEDİ
İki hafta önce sayfamızda yer verdiğimiz bir Vatandaşın dile getirdiği Sahipata ve Jandarma Kavşağı arasındaki kaybolan yol çizgilerinin yenilenmesi ile ilgili haberi hatırlarsınız. Bu yazımızla ilgili Afyonkarahisar Belediyesi Fen İşleri Müdürü Bahadır Jurnal sağ olsun beni arayarak bilgi verdi.
Bahadır Jurnal EKONOMİA Sayfasını her hafta yakından takip ettiğini ve İlimiz nezdinde Belediye dâhil diğer Kamu ve Kuruluşlardan Kamuoyu adına yapılmasını arz ettiğiniz çeşitli konuları gündeme getirmemizin, Kamu için önemli hizmet yararları sağladığını belirterek, objektif gazetecilik anlayışımız için teşekkür etti. Bende kendilerine bu güzel ve kıymetli sözleri için tekrar buradan da teşekkür etmek istiyorum. Gazeteci Kamuoyu adına; Kamu ahlakıyla eksiklerin yerine getirilmesini kişisel çıkarlarının dışında talep etmeyi bildiği müddetçe Gazetecidir.
Gelelim Afyonkarahisar Belediyesi Fen İşleri Müdürü Bahadır Jurnal’in Yol Çizgileri talebimiz ile ilgili verdiği bilgilere. Afyonkarahisar Belediyesi yağış sezonuna girdiğimiz şu takvim aylarında yol çizgisi çalışmalarının sonuç vermeyeceğini mevcut kullanılan malzemenin daha fazla dayanıklılık için belli bir meteorolojik dereceye ihtiyaç olduğunu belirtti.
Bu nokta da daha fazla uzun kalıcı ve yıpranmaya dayanıklı bir yol çizgisi boya malzemesini şehrin hizmetlerine sunacaklarını belirten Bahadır Jurnal, Bahar aylarının ilk haftasında hem yazıda belirttiğimiz alan dâhil olmak üzere tüm ana arterlerde yol çizgisi çalışmasının hızlı bir şekilde yapılacağı bilgisini okuyucularımız ile paylaşmamı ifade etti. Bu vesileyle bahar ayının ilk haftalarında ayna gibi parlayan yeni yol çizgilerinin şehrin tüm ana arter ve caddelerinde görmeyi bekliyor ve özellikle en çok acemi şoförleri mutlu edecek bu çalışma için ay saymaya başlıyoruz.
BU ZAMANA KADAR TOPLAM 37 MİLYON 435 BİN PASAPORT ÜRETİLMİŞ
Evet yukarıdaki rakamı sonuna kadar doğru okudunuz onun için şaşırmayın. Sizin için defalarca kontrol ettim. Pasaportların Resmi Üretiminden sorumlu olan Darphane Genel Müdürlüğü bu zamana kadar toplam 37 Milyon 435 Bin 96 adet pasaport üretimi yapmış.
2024 yılı üretim miktarlarından size bir pencere açayım. 2024 yılı Ekim ay sonuna kadar üretilen toplam Pasaport rakamı 5 Milyon 291 Bin 500 adet. Bu rakamın 3 Milyon 943 Bin adeti Umumi Mahsus Pasaport olarak üretilirken, 1 Milyon 207 Bin 200 adet Hususi Pasaport, 100 Bin adet Hizmet Pasaportu ve diğer pasaportlardan oluşmuş.
Darphane Genel Müdürlüğü 2024 yılı içerisinde en çok talep edilen pasaport türü olan Umuma Mahsus Pasaport kategorisinde baskı rekorunu 829 Bin 760 adet ile 2024 Mart ayında kırarken, en az pasaport üretimini 100 Bin adet ile Temmuz ayında gerçekleştirmiş. Çok ilginç bir bilgi Nisan ayında bir tane bile Umuma Mahsus Pasaport Üretimi olmamış.
Bu noktada şu ana kadar 29 Milyon 500 Bin adet Umuma Mahsus Pasaport, 6 Milyon 729 Bin adet Hususi Pasaport, 829 Bin 200 adet Hizmet Pasaportu, 90,660 adet Diplomatik Pasaport, 201 Bin 300 adet Geçici Pasaport olmak üzere bu zamana kadar 37 Milyon 435 Bin adet çeşitli Pasaport Darphane Genel Müdürlüğü tarafından üretilerek hazır hale getirilmiş. Şimdi aklınıza şu sorunun geleceğini biliyorum. Üretilen bu pasaportlardan kaç tanesi şu anda aktif. Onun cevabını da ilerleyen haftalar da resmi rakamlara bakarak sizlerle paylaşalım. Bu yazının devamını bu şekilde bağlayalım.
KANAL 3’DE KADİR KAPLAN’IN GÜNDEME GETİRDİĞİ KONU
Kanal 3 Ekranlarının yıllardır sevilen ve eskimeyen yüzü Sevgili Kadir Kaplan geçtiğimiz hafta hazırlayıp sunduğu programında Tüvtürk Araç Muayene İstasyonun da karşılaştığı konuyu belgesi ile birlikte izleyicileri ile paylaştı. Kaplan, Devlet tarafından görevlendirilen bir Kuruluşun araç muayene ücretlerinin tahsilatında kredi kartı ile ödeme yapmak isteyenlerden 80 TL civarında ek komisyon ücretinin alındığı bilgisini programında gündeme getirdi.
Düşünün, Türkiye’nin her şehrinde ve büyük ilçelerinde şubeleri olan ve Türkiye de bulunan tüm motorlu araçların muayenelerini yapan işletme kredi kartı ile ödeme yapmak isteyenlerden ek komisyon vergisi alıyor. Mevcut Resmi ücretin üzerinde bankanın kendisinden keseceği komisyonu müşterilerinden talep ediyor. Kadir Kaplan’a garip gelen bu durumun bana da fazlasıyla garip oğlu garip geldiğini buradan ifade etmeden geçemeyeceğim.
Mesela marketten yaptığınız bir alışverişte marketin kartla yapılan ödemeden sizden ek komisyon istemesi gibi bir şey. Marketler bunu nasıl karşılıyor kesinlikle kar marjlarının bir kısmından feragat ederek yapıyor. Peki, Tüvtürk özel bir işletme olmasına rağmen sıfır karla hizmet veriyor ve kendi öz sermayemden vermeyim diyerek kartla ödemelere ek komisyon mu istiyor, ben anlayamadım. Sanırım Tüvtürk bu konuda doğrumu, yanlış mı yapıyoruz araştırmasını kurumsal anlamda kesinlikle sorgulamalı ve ilgili Bakanlık Halk adına bu konuyu mercek altına almalı diye düşünüyorum.